Header ADS

Son Dakika

28 Aralık 2019 Cumartesi

TOGG yerli otomobil ön sipariş sayfası Fiyatı (Kaç TL)

TOGG ön sipariş sayfası ile ilgili heyecan dorukta! Cumhurbaşkanı Erdoğan, ön siparişin açılmasını isteyerek ilk siparişi şahsı adına kendisinin verdiğini açıkladı. TOGG marka yerli otomobil ön siparişi ne zaman başlayacak sorusuna en güncel yanıtı bu haberimizde açıklıyoruz. Yerli otomobil ön siparişinin 2020 yılında açıklanması bekleniyor ama halen resmi bir açıklama halen yapılmış değil. Sürpriz yapılarak saatler içerisinde de TOGG marka yerli otomobil ön siparişi başlayabilir


TOGG etkinliği bugün saat 15.00 itibarıyla başladı ve dakikalar önce TOGG yerli otomobil etkinliği sona gerdi. Basın mensuplarının halen alanda olduğu biliniyor ama konu ile ilgili olarak ortaya çıkan bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak istiyoruz. TOGG ön siparişi kaç TL olacak diye merak ediyorsanız maalesef şuanda sizinle bilgi paylaşımı yapamıyoruz çünkü resmi olarak bir açıklama yapılmadı. TOGG ön sipariş sayfası yakında açılacak çünkü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, canlı yayında ön siparişin açılması istediğini belirtti.

TOGG ön siparişi kaç para olacak diye merak ediyorsanız, eğer ön sipariş sayfası açılırsa ön sipariş ücretinin biz ekip olarak 1000 TL altında olacağını düşünüyoruz. TOGG ön sipariş sayfası açıldığı anda sizlere bu sayfadan konuyu ilan edeceğiz. İlk sipariş Erdoğan tarafından verildi. Aracın alıcıları arasında Türk kamu kurum ve kuruluşları da var. Yıllık olarak 175 bin adet üretilecek olan TOGG, hem otomobil dünyasında hem de yazılım dünyasında çok büyük bir marka haline gelecek.





13 Aralık 2019 Cuma

Konut mu; ekmek mi?

Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu şartlara nasıl geldiğimiz açık. Bir inşaat tutkusudur gidiyor ve görülen o ki, halen ders alınmamış. Milyonu aşkın konut stoku ortadayken, kaynaklarımızın büyük bir bölümünü borç alarak eklediğimiz ciddi meblağlarla birlikte toprağa gömmüşken halen konut yapma derdindeyiz.

Geçtiğimiz günlerde yapılan Deprem Çalıştayı’nda Deprem Güçlendirme Derneği’nin yaptığı hesap ortaya konuldu. Türkiye’deki tüm binaları dönüştürmemizin yaklaşım maliyetinin 400 milyar dolar olduğu söyleniyor.

Dernek, doğru bir mühendislikle ve namuslu bilim anlayışla binalarımızı yıkılmamak üzere güçlendirebilmenin çok daha uygun ve hızlı koşullarda mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Bu öncelikle bize çok ciddi bir zaman kazandıracak; insanlarımızı da göçük altında kurtarma olasılığını güçlendirecektir. Mutlaka araştırılması, mümkünse de, önceliği buna vererek, dönüşümü zamana yaymalıyız.

Fakat tüm bu gerçek yokmuş, Türkiye kaynaklarını yanlış kullanmamış, şu an ekonomik sıkıntımızın temelinde tek sektörlü büyüme sevdası dikkat çekmemiş gibi, şimdi açlığıyla sınav veren insanlara sosyal konut satmaya kalkıyoruz.

Müjde diye verilen projenin maliyetine baktığınızda yüzde peşinatı yok bile saysak, 840 TL taksitle 240 aya yayılan bir maliyetle insanların konut sahibi olabilmesi ihtimalini konuşuyoruz. Bu hiç peşinat olmasa bile daire başına 201 bin 600 TL eder.

Bunu 100 bin konutla çarparsak, yapacağımız harcama 20 milyar 160 milyon TL’yi bulur. Dolar hesabı yaparsak ortaya koyulacak sermayenin de 3,5 milyar dolar olduğu ortaya çıkar. Peki kritik soru şu: Bize şu an için acil olarak konut mu lazım, kalıcı ekmek mi?

Bu kadar büyük kaynağı buraya aktarmak yerine, benim daha kalıcı bir önerim var. Öneriyi, 10 günlük yazı dizisi halinde yıllar önce yayınladığım Ekonomik Kurtuluş Savaşı Projesi yazı dizisinden, ‘Milli Tarım’ı anlattığım bölümden bire bir aktarayım.

“…ortalama birim maliyeti 20 milyon TL olan, 300 adet Koç-Ata çiftliği benzeri çiftlikler kurulabilir. Bu çiftliklerin istihdama katkısı 300 bin kişi olacak ve buradaki üretimle yılda 3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmek mümkün…”

Daha önce bunun detaylarını yazmıştım; arzu eden bu çiftliklerde modern uygulamaları inceleyerek bulabilir. Geriye dönük kur hesabından bugüne yönelik bir uyarlama yaptığımızda bu çiftliklerin dolar bazındaki maliyeti 10 milyon dolar civarında. Yani harcanacak para 5,80 dolar / TL kurundan hesap ettiğinde 3 milyar dolar…

Yani TL bazında 100 bin tane konut parası olan 20 milyar TL’yi toprağa gömmekten 3 milyar TL daha az. O zaman kritik soruyu kendimize tekrar soralım. Ülkede yanlış yatırımlarla büyük problemlere neden olan, sonradan müteahhitleri kurtarmak için, ‘size ev veriyoruz’ adı altında para mı harcayalım; yoksa enflasyondan beslenmeye, ihracattan tarıma kadar bir çok sorunumuzu halledeceğimiz ya da hafifletebileceğimiz modele mi?

Ne dersiniz? Tekrar aynı hatayı yapmakta ısrarlı mısınız? paraanaliz

İngiltere'de Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti tek başına iktidara geldi

İngiltere'de sandık çıkış anketine göre Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti tek başına iktidara geldi.

İngiltere'de yapılan erken genel seçimde Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, sandık çıkış anketine göre tek başına iktidara geldi.

Oy verme işleminin saat 22.00 (TSİ 01.00) sona ermesiyle BBC, Sky News ve ITV tarafından ortaklaşa yapılan sandık çıkış anketinin sonuçları açıklandı.

Buna göre, Başbakan Boris Johnson liderliğindeki Muhafazakar Parti, 368 sandalye ile seçimi ilk sırada tamamladı. Böylece Muhafazakarlar, salt çoğunluk olan 326'yı geçerek 2 yıl aradan sonra yeniden tek başına iktidara geldi.

Johnson'ın en büyük rakibi konumundaki Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi ise 191 sandalye ile ikinci oldu. Böylece İşçi Partisi, 2017'de kazandığı 262 sandalyeden 71'ini kaybederek tarihinin en kötü yenilgilerinden birini aldı.

Seçimde İskoç Ulusal Partisi 55, Liberal Demokratlar 13, Yeşiller 1 ve diğer bölgesel partiler de toplam 22 sandalye elde etti.

Sandık çıkış anketi kesinlik ifade etmese de, genellikle doğru çıkıyor. Oyların sayılmasıyla elde edilecek ilk sonuçların da bir saat içinde açıklanması bekleniyor.

Brexit kesinleşti 

Bu sonuca göre Johnson, AB'yle vardığı Brexit anlaşmasını başka bir partinin desteğine gerek kalmadan 650 üyeli Avam Kamarasında geçirebilecek ve İngiltere, 31 Ocak 2020'de AB'den ayrılmış olacak.

Johnson, tek başına iktidara gelmesi durumunda ilk işinin Brexit anlaşmasını parlamentoya getirmek olacağını söylüyordu. 

2017'de yapılan erken seçimde Muhafazakarlar 317, İşçi Partisi 262, İskoçya Ulusal Partisi 35 ve Liberal Demokrat Parti 8 sandalye kazanmıştı.

Tek başına iktidarı kaybeden Muhafazakar Parti, Kuzey İrlanda'nın Demokratik Birlik Partisi'nin desteğiyle azınlık hükümeti kurmuştu.

Ancak eski Başbakan Theresa May, bu tablonun bir sonucu olarak AB'yle vardığı Brexit anlaşmasını Avam Kamarasında geçirmekte başarısız olmuştu.

May'in istifasıyla Başbakanlık koltuğuna oturan Johnson, Brexit düğümünün çözülebilmesi için 12 Aralık'ta erken genel seçime gidilmesini istemişti.

12 Aralık 2019 Perşembe

Merkez Bankası politika faizini 200 baz puan indirdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yılın son PPK toplantısında politika faizini 200 baz puan düşürerek %12,00’e çekti. Merkez Bankası Temmuz, Eylül ve Ekim toplantılarında politika faizini toplam 1.000 baz puan düşürerek % 24’ten % 14’e çekmişti.

Bu son indirimle birlikte Murat Uysal Başkanlığında yapılan indirim miktarı 1.200 baz puana ulaştı. Merkez Bankası’nın yılın son Para Politikası Kurulu toplantısından ağırlıklı olarak 150 baz puanlık indirim kararı çıkması bekleniyordu.

Para Politikası Kulu (PPK)’nın faiz oranlarına ilişkin aldığı karar metni şöyle; “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14’ten yüzde 12’ye indirilmesine karar vermiştir.

Son döneme ilişkin veriler iktisadi faaliyetteki toparlanma eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. İktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşme devam etmekle birlikte yatırımlar zayıf seyrini sürdürmektedir. Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır.
Net ihracatın büyümeye katkısı gerilerken, dezenflasyon süreci ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir. Son dönemde belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin alınan tedbirlerin de katkısıyla önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi beklenmektedir.

Küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve küresel enflasyonun düşük düzeyi gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikalarını genişleyici yönde sürdüreceklerine dair beklentileri güçlendirmektedir.
Mevcut küresel finansal koşullar gelişen ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık önlemlerinin ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin gerek sermaye akımları gereokse dış ticaret kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.

Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmekte, enflasyon beklentilerinde genele yayılan bir düzelme gözlenmektedir. Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra iç talep koşulları ve üretici fiyatlarındaki gelişmelere bağlı olarak çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimleri ılımlı seyretmektedir. Enflasyon başta olmak üzere makroekonomik göstergelerdeki iyileşme ülke risk primindeki düşüşü desteklemekte ve maliyet unsurlarının ılımlı seyretmesine katkıda bulunmaktadır. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Ekim Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin alt sınırına yakın gerçekleşebileceğine ve 2020 yılı için öngörülen dezenflasyon patikasına dair risklerin dengeli olduğuna işaret etmektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 200 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.

Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.“ paraanaliz

9 Aralık 2019 Pazartesi

Yeni bir SpaceX doğuyor!

8 Aralık 2019 Pazar

Mevduat faizini düşük bulan fona hücum etti

Yılbaşından bu yana yatırım fonlarının portföy değeri yüzde 114,6 artış gösterirken, son 4 aylık artış yüzde 40'ı aştı. Bu yılın temmuz sonunda yaklaşık 81 milyar lira olan yatırım fonlarının portföy değeri, kasım sonu itibarıyla yüzde 40,3 artışla 113,6 milyar liraya ulaştı. Söz konusu rakam, yılbaşında yaklaşık 53 milyar lira seviyesinde bulunuyordu.

Yatırım fonları adet bazında da yükseliş eğiliminde hareket ederek yılbaşından bu yana yüzde 40,8'lik artış sağladı. Yılın ilk 7 ayında fon adedi bazında azalış trendi gözlemlense de son 4 aydaki yüzde 44,3'lük artış bu gerilemeyi fazlasıyla telafi etti. Yılın başında 833 milyar olan toplam fon adedi, kasım sonu itibarıyla 1 trilyon 173 milyar adede ulaştı.

3'TE BİRİNDEN FAZLASI PARA PİYASASI FONLARI

Para piyasası şemsiye fonu 41,6 milyar lira değeriyle yatırım fonlarının yüzde 36,6'sını temsil etti. Para piyasası şemsiye fonunu, yüzde 22,6'lık büyüklükle borçlanma araçları şemsiye fonu takip etti.

Son 4 aylık dönemde katılım şemsiye fonlarının portföy değeri yüzde 84,1 yükselerek değeri en çok artan fon grubu olurken, fonun değeri 2,7 milyar liradan 5,1 milyar liraya yükseldi. Katılım şemsiye fonunu, yüzde 64,3 ile serbest şemsiye fonu izledi ve söz konusu fonun değeri 11,3 milyar liradan 18,6 milyar liraya çıktı. paramedya

4 Aralık 2019 Çarşamba

Kahve Dünyası Ücretsiz Kahve İkramı Dünya Kahve Günü'nde


5 Aralık’ta Türk Kahveleri Kahve Dünyası’ndan!

5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü'nü tüm mağazalarımızda ücretsiz Türk kahvesi ikramımız ile kutluyoruz. Ayrıca Kahve Dünyası mobil uygulamasındaki "Kupon Kodu" alanına 5ARALIK kodunu girenler 6 Aralık'tan yıl sonuna kadar diledikleri zaman kullanabilecekleri bir Türk kahvesi daha ikram almaya hak kazanıyor.

Kendine has tadı, pürüzsüz köpüğü ve eşsiz kokusuyla kültürümüzün vazgeçilmezi olan Türk kahvesi ve onun değişmez geleneğinin UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası olarak kabul edilmesinin yıl dönümünü Dünya Türk Kahvesi Günü olarak çok özel sürprizlerle kutluyoruz. 5 Aralık Perşembe günü tüm mağazalarımızda Türk kahvesi, geleneksel hale getirdiğimiz ikramlar ile birlikte ücretsiz olarak servis ediliyor.

Ayrıca Kahve Dünyası mobil uygulamasında "Profilim" altında yer alan "Kupon Kodu" alanına 5ARALIK kodunu girenler 6 Aralık'tan yıl sonuna kadar diledikleri zaman kullanabilecekleri bir adet ücretsiz Türk kahvesi ikramı almaya hak kazanıyor.

Şehrinizde Kahve Dünyası yoksa üzülmeyin! Aynı gün kahvedunyasi.com'dan verilen tüm siparişlere 100 gram Türk kahvesi ikramımız.

Mobil uygulamızı indirmek için:

http://bit.ly/KD-PlayStore

http://bit.ly/KD-AppStore

*100 gramlık paket Türk kahvesi hediyesi stoklarla sınırlıdır.

3 Aralık 2019 Salı

NATO, 70. doğum gününü neden buruk kutluyor?

70 yıllık ömür kutlamaya tabii ki değer ancak NATO, ittifak üyesi ülkelerin liderlerinin yarınki buluşması öncesi garip bir şekilde sessiz.

NATO sözcüsü, İngiltere'de 2 gün sürecek toplantının "zirve" olarak nitelendirilmesini reddediyor, bunun daha düşük düzeyde bir etkinlik olduğunda, geniş çaplı bir zirvenin geçen yıl yapıldığında ve toplantı sonucu alınan kararları ve geleceğe dair planları içeren geleneksel, uzun bir bildirinin yayımlanmayacağında ısrarlı.

Perki bu kadar sessizlik neden? Ne de olsa pek çok NATO destekçisinin nitelendirdiği gibi, ki haklı oldukları noktalar da var, tarihteki en başarılı askeri ittifak.

NATO, üyelerinin ortaklaşa savunulması için 1949 yılında, ABD'nin güvenliğini Avrupalı müttefiklerininkiyle ilişkilendirerek, Sovyetler Birliği'ne karşı kuruldu. Komünizmin sona ermesine tanıklık etti, Sovyet Bloku'nu tek bir kurşun atmadan başarısızlığa uğrattı.

1990'larda Balkanlarda ilk kez savaşa girdi.

2 Aralık 2019 Pazartesi

Rozz Kalliope & Ece Seçkin - Benjamins 3

Ece Seçkin & Rozz Kalliope Benjamins 3

Okuttum bro



Benjamins 2 Sözleri

Techno Arabesk Afrotrap Hepsi Kanımda
Yine Çalıyor Arabada "Stil" Acid Arab
Albino Zencilerim Gece Gündüz Yanımda
Ara Bul Bizi Karanlıkta Ayışığında

Kestim Irtibatı Bomboş Insanlarla Rahatım Bro
Artık Umrumda Mı Hayır Istediğini Yap Defol
Ayılmak Istemiyorum Kafam Tipsy Lala Po
Tipsy Lala Po

Tinkywinky Nerde Bro
Geri Vites Bizde Yok Hiç Olamaz Arama Boşuna
Sürüyoruz Hedefe Engeller Çıkar Hep Yoluma
Artık Rozz Oyunda

Yılanlarla Konuşmaz
Gircek Hersey Yoluna
Bana Inan Takma Kafana
Bak Yolum Hep Yokuş Olsa Bile Yorulmam

Kimileri Unutmuş Sorun Yoksa Sorun Var
Demem O Ki Doğruymuş
Insanoğlu Doyumsuz
Kafa Sağlam Aşk Arama

Hayır Olsun Sonumuz
Önce Akıl Lazım Sonra Benjamins
Ara Bulamazsın Bizde Sentetik
Önce Dilim Konuşur En Son Tetik

Benjamins Aklımda Hep Benjamins
Önce Akıl Lazım Sonra Benjamins
Ara Bulamazsın Bizde Sentetik
Önce Dilim Konuşur En Son Tetik

Benjamins Aklımda Hep Benjamins
Denedim Olmadı
O Iş Bana Göre Değil Para Lazım
Illegalsa Sırların Anlatma Bize Ne Kapa Ağzı

Bu Taraf Hızlı
Yok Bi Sıkıntı
Orada Kalsın
Uzamış Burnun

Sana Kim Inansın
Paramız Yok Nakit (Ja Ja Ja)
Cepler Boş Tabi (Ja Ja Ja)
Giderim Hep Ileri (Ileri)

Önüne Bak Yönünü Bul
Yürüme Koş Hadi
Yok Sana Itibarim
Sen Nesin Bi Istisna Mı

Kafa Kırık Biz Hep Rahatız
Biz Hep Varız
Düzenim Dağınık
Fiyakalı Albinolar Fiyakalı

Biz Başladık Mı Kalmaz Işler Yarım
Hayır
Bu Nasıl Iş Bu Nasıl Iş (Ja Ja Ja)
Bize Katıl Ya Da Çek Iç (Ja Ja Ja)

You Spittin Shit I'm Killin' It (Killin' It)
Ja Rozz Bi Katil Bebek Bish (Katil)
Önce Akıl Lazım Sonra Benjamins
Ara Bulamazsın Bizde Sentetik

Önce Dilim Konuşur En Son Tetik
Benjamins Aklımda Hep Benjamins
Önce Akıl Lazım Sonra Benjamins
Ara Bulamazsın Bizde Sentetik

Önce Dilim Konuşur En Son Tetik
Benjamins Aklımda Hep Benjamins

İş arama sürecinde şansını artır Linkedin

Yeni bir iş mi arıyorsun? Tüm tanıdıklarına haber vererek iş değiştirmek istediğini şu anki patronunun duymasını elbette istemezsin. Ancak hayalindeki kariyere kavuşma şansını artırmak için yapabileceğin pek çok şey var.

Öncelikle aygıtına LinkedIn’i indir. Ardından dünyanın en büyük profesyonel sosyal ağı olan LinkedIn’de profilinle işverenlerin dikkatini çekebilmek için verdiğimiz tavsiyeleri uygula.

İlk izlenim önemlidir

Gerçek hayatta dış görünüşümüzle yargılanmak hoşumuza gitmese de LinkedIn’de durum biraz farklı.

LinkedIn’in pazarlama ve iletişim yöneticisi Suzi Owens, profil fotoğrafı olan üyelerin hesaplarının görüntülenme oranının 21 kata kadar arttığını söylüyor. “Fotoğraflar sanal bir el sıkışma gibidir. Profesyonel hayattaki konumuna uygun, seni ulaşılabilir kılan bir fotoğraf yüklemelisin.”
“Dik oturup omuzlarını geriye attığında ve gözlerini kocaman açıp gülümsediğinde beden dilin, kendinden emin ve işinin ehli biri olduğun, dünyada olup bitenlere ilgi duyduğun mesajını veriyor.” diyor Owens.

Deneyimlerinden bahset

Alçakgönüllü olmak ile önemli detayları göz ardı etmek arasında ince bir çizgi var. İş deneyimlerinden gururla bahsetmekten çekinmemelisin. Owens da bunun karşılığını alacağını belirtiyor. “Şu anki pozisyonunu profiline eklemen çok mühim. Ayrıca sana verilen görevleri yerine getirebildiğini, sorunları çözebildiğini gösteren, geçmişteki tüm deneyimlerinin bir listesini yapmalısın. Birden çok pozisyon eklersen, profilinin görüntülenme olasılığı 29 kata kadar artar.”
Deneyimlerini tekdüze bir metinle anlatmana gerek yok. “Profiline resimler, ilginç videolar ve yenilikçi sunumlar ekleyerek benzersiz bir profesyonel geçmişe sahip olduğunu gösterebilir ve kazandığın başarıları anlatabilirsin.” diyor Owens. Endişelenme, kendini öven biri gibi görünmeyeceksin; aksine tüm bunlar potansiyel işverenlerin dikkatini çekmene yardımcı olacak.

1 Aralık 2019 Pazar

Sahibine Seve Seve Her şeyi Yaptıran Elektrik Şoku Bileklik - TAA

Yeri geldiğinde sizi uyandıran yeri geldiğinde sigarayı bırakmanızı ve siz ne yapmak istemiyorsanız sizi engelleyen elektrik şokuyla uyaran akıllı saat bileklik. teknolojiye atarlanan adam incelemiş izleyelim

Termik santrallere filtre takılması 2022 sonuna kadar yine uzatıldı.

CNN Türk gitti termik santrallere filtre takılması için gerekli 10 günün
ekonomik maliyetini hesapladı. Sinirli sinirli anlattı!
Filtre takmak için üretimi durdursalardı, inanamayacaksınız ama 35 bin
konut odalarda ışıksız kalacaktı. Hadi hepsinden geçtim 12 bin metro seferi
yapılamayacaktı!
★★★
Böyle saçma sapan bir hesaplamayla gidiyor haber kanalı… Meğer haber,
dev işletmelerin acilen aksiyon almasını sağlamak amaçlı değil miymiş?
Dev işletmelerin de filtre takımını ertelemelerinin nedeni de ülke
ekonomisiymiş! Tabii ki öyledir. Parayla ne alakası olabilir?
★★★
Kanal çalışanları ikileme düşmüşler haliyle… Soruyorlar; İnsan sağlığı mı?
Ekonomi mi? Termik mi, Kermit mi?
Müthiş çevreciler aynı zamanda… “Mutlaka uzlaşmacı bir nokta
bulunmalı” diye de ara yapıyorlar!
Ne diyelim ki? Büyük resmi gösterdiniz bize… İyi ki filtre takılmamış! Allah
razı olsun emeği geçen herkese…
★★★
Yahu işin ekonomiyle ne alakası var? Tamamen kapat o santrali, elektriğin
voltajı bile düşmez. Diğerlerini de kapa yine de elektrikler kesilmez!
Bu mantığa göre santrale hiçbir zaman bakım onarım operasyonu
yapamazsın. Elektrik arzı bir havuzdur. Keşke CNN baca yerine; Yük tevzi
nedir? Yük alma talimatı nedir? Gün öncesi piyasası nedir? Bir bilse…
★★★
Öyle her bir santral şu kadar ev besleyecek, o santral gidince o evler
elektriksiz kalacak diye bir şey yok! Çoğu santral kapasitesinin altında
çalışıyor. İş yapmıyor diye kapatılan doğalgaz çevrim santralleri var.
Hepsi dursa Avrupa enterkonnekteye bağlı olduğumuzdan enerji satın
alınır yine de hiçbir ev elektriksiz kalmaz.
★★★
Esas hikaye, bundan 5 yıl önce AKP, Elektrik Piyasası Kanunu'na bir madde
ekledi. “Baca filtrelerini dert etmeyin, çevreyi 4 yıl daha geniş geniş
kirletin” dedi. Dava açıldı. Anayasa Mahkemesi bu maddeyi iptal etti.
Bulmuşsun Meclis'te çoğunluğu, bu sefer “2019 sonuna kadar” diye aynı
maddeyi tekrar çıkardılar… 2019'un bitmesine kaldı mı bir ay? Peki, 5 yıl
boyunca ne yaptılar? Paralarına kıyamadılar!
★★★
Paranın insan sağlığından daha değerli olduğu bir ülkede yaşadığımızdan
olsa gerek, çok değerli milletvekillerimiz torba kanunla termik santrallere
filtre takılmasını 2022 sonuna kadar yine uzattı. Nankörlük de etmemek lazım…
Şehir hastaneleri neden açıldı? Hasta garantisi niçin verildi? İşte bu
günler için… Siz rahat rahat zehirlenin!
★★★
Zira haberin verilişi şekli yanlış… Metro seferi sayısı vereceğine, işsizlerin
oturduğu 50 bin kıraathane ve 35 bin cami karanlık nedeniyle devre dışı
kalacak dese… Bu kadar tepki görmezdi hiç değilse…
O kadar insanın evine elektrik gitmemesine, metro seferlerine üzülüp
grafiklerle anlatıp arayı bulmaya çalışacaklarına, verdikleri haberlerdeki
filtreyi çıkartıp evine ekmek götüremeyenleri, yolda yürüyen işsizleri
haber yapsalar ya!

Murat Muratoglu Sözcü

Otel odasındaki sesten korkan kadın, pencereden kaçarak çatısına çıktığı bankanın balkonunda mahsur kaldı

Bursa'da, konakladığı otel odasındaki sesten korkarak pencereden kaçan kadın, bir bankanın balkonunda mahsur kaldı.

Alınan bilgiye göre, Osmangazi ilçesindeki bir otele yerleşen M.O. (47) odada bazı sesler duydu.

Bunun üzerine korkan kadın, odanın penceresinden çıkarak yan tarafta bulunan başka bir binanın çatısına çıktı.

Yan yana binaların çatılarından geçerek Atatürk Caddesi üzerinde bulunan bir bankanın ikinci katındaki balkona çıkan kadın, cep telefonunun şarjı bittiği için yetkililerden yardım isteyemedi.

Uzun süre balkonda bekleyen M.O'yu bölgede devriye gezen gece bekçileri fark etti.

Bekçilerin haber vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, M.O'yu bulunduğu yerden kurtardı. Ekipler, bankanın balkon kapısının açık olup olmadığını da kontrol etti.

İhbar üzerine olay yerine gelen polis ve itfaiye ekiplerini gören M. O.'nun sağanak yağmura rağmen kameralara doğru göbek atması, dans etmesi ve mutlu tavırları dikkatlerden kaçmadı.

İtfaiyeyi görünce göbek atan kadın, müzik olmadan dans edemediğini belirterek kendisini görüntüleyen basın mensuplarından şarkı açmalarını istedi: Kaçmak için balkondan balkona atladım burada mahsur kaldım. İtfaiye gelip beni kurtarınca çok mutlu oldum

'Müzik açın dans edeceğim'
İtfaiyeyi görünce göbek atan M. O., müzik olmadan dans edemediğini belirterek kendi telefonuyla şarkı açmaya kalktı. Kendi telefonundan müzik açamayan M. O. kendisini görüntüleyen basın mensuplarına şarkı açmalarını söyledi. İtfaiye ekipleri, sepetli araç ile M. O.'nun bulunduğu balkona çıktı.

Balkondan sepetli merdiven yardımıyla kurtarılan M. O., "Yaklaşık 1 saattir buradayım. Mahsur kaldım. Otelde konaklıyorum biri odamın kapısını zorlayınca balkona çıktım. Kaçmak için balkondan balkona atladım geldim burada mahsur kaldım. İtfaiye gelip beni kurtarınca çok mutlu oldum" dedi.

M.O, polis ekiplerince ifadesinin alınması için polis merkezine götürüldü.​

Türkiye'deki bazı illerde görülen cisim UFO sanıldı, Rus füzesi çıktı!

Rusya’nın çeşitli bölgeleri ile Türkiye'nın bazı illerinde vatandaşlar tarafından görülen ve birçok kişinin UFO (tanımlanamayan uçan nesne) sandığı ışık huzmesinin, Astrahan kentindeki Kapustin Yar uzay üssünden fırlatılan bir Rus balistik füzesi olduğu anlaşıldı.

Yerel medyada yer alan haberlerde, Ural Dağları bölgesi ve İdil Nehri çevresinde Perşembe gecesi görülen ışık huzmesi, yerel sakinler tarafından UFO sanılmıştı. Ancak bu cismin, Rusya Savunma Bakanlığı tarafından videosu yayınlanan Kapustin Yar bölgesinden deneme amaçlı fırlatılan Topol-M modeli kıtalararası balistik füzesi olduğu anlaşıldı.


RESMİ AÇIKLAMA GELDİ

Füze denemesi ile ilgili Rusya Savunma Bakanlığı’nın yaptığı resmi açıklamada, “Bakanlık, 28 Kasım 2019’da Astrakhan bölgesindeki Kapustin Yar sahasından bir Topol kıtalararası balistik füzesini test etti. Füze, Kazakistan’ın Sary-Shagan sahasında simüle edilmiş bir hedefi vurdu” denilmişti. Bakanlığın yayınladığı görüntülerde, gökyüzüne atılan füzenin bulutların arasından kayboluşu gözüküyor.

Topol-M balistik füzeleri, Rus ordusu tarafından 1980’lerin sonunda geliştirilmeye başlanmış stratejik bir kıtalararası balistik füze sistemi olma özelliği taşıyor. Füze, 800 bin ton TNT’nin yıkıcı gücüne sahip olmakla birlikte, 1945’te Japonya’nın Nagazaki şehrine atılan atom bombasının yıkıcı gücünün 40 katı büyüklüğüne sahip.
(DHA)

22 Kasım 2019 Cuma

Tesla’nın sıradışı modeli ‘Cybertruck' Şaşırttı

Tesla’nın sıradışı modeli ‘Cybertruck’ı dünyaca ünlü Türk tasarımcılar Murat Güler ve Murat Günak’a sordum. Ford Avrupa Baş Tasarımcısı Güler; “Şaka gibi gerçekten. 1 Nisan şakası zannetim. Bence bu kez çok uçmuşlar, bu araç satmaz” derken, Günak ise, “Harika” yorumunu yaptı.


Kurşun geçirmeyen bu araç 802 km’ye kadar menzil sunuyormuş. ABD fiyatı ise 39 bin dolardan başlıyor.

Elon Musk, çelik yığını Cybertruck'ın dayanıklılığını sahnede test etti. Tesla tasarımcısı Franz von Holzhausen elindeki balyoz ile kaportayı! çelik bilye ile camları kırdı!


Bu ayrıntı çok önemli. Araç o kadar keskin hatlara sahip ki, yayalar ve bisikletliler için ciddi tehdit oluşturuyor.


19 Kasım 2019 Salı

Yeni Ekonomi Programı'nda dolar/TL tahmini: 2019'da 5.60, 2021'de 6.20

Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) hedefleri belirlenirken, gelecek yıla ilişkin dolar bazında GSYH rakamlarına da yer verildi.



Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberinde, hesaplamalara göre gelecek yıl dolar/TL kurunun 5.60 TL olarak öngörüldüğünü aktardı.
Buna göre, tahminin gerçekleşmesi için, halen 6.20'nin üzerinde seyreden dolar kurunun gelecek yıl aşağı düşmesi gerekiyor.

2017 yılında GSYH 3 trilyon 107 milyar TL (851 milyar dolar) olarak gerçekleşti ve ortalama dolar kuru 3.65 TL oldu.

YEP'te bu yıl GSYH'nın TL bazında 3 trilyon 741 milyar, dolar bazında 763 milyar olması öngörülüyor. 2018 yılında ortalama dolar kuru 4.90 TL olarak tahmin edildi.

Dolar kuru bu yıl ocak-nisan döneminde 3.70-4.00 TL; mayıs-temmuz döneminde 4.00-4.90 TL aralığında seyrettikten sonra ağustostan bu yana 5.00-6.90 arasında dalgalandı. YEP'teki tahminlerde, dolar kurunun yıllık ortalaması esas alınıyor.

Programda gelecek yıl GSYH'nın TL bazında 4 trilyon 450 milyar, dolar bazında da 795 milyar olacağı öngörüldü. Buna göre, gelecek yıl dolar kuru 5.60 TL tahmin ediliyor. Aynı hesaplamayla dolar kuru tahmini 2020'de 6.00 TL, 2021 yılında da 6.20 TL olarak öngörüldü.

KİŞİ BAŞINA GELİR ÖNCE DÜŞECEK SONRA ARTACAK

Programda 2017 yılında 10 bin 602 dolar olan kişi başına GSYH'nın 2018'de 9 bin 385 dolar olacağı tahmin edildi. Kişi başına GSYH tahmini 2019'da 9 bin 647, 2020'de 10 bin 292, 2021'de ise 10 bin 973 dolar öngörüldü.

17 Kasım 2019 Pazar

Vergileri İndir Orkun DK

14 Kasım 2019 Perşembe

Şehir hastanelerinin 25 yılda kamuya getireceği yük

Şehir hastanelerinin 25 yılda kamuya getireceği yük 142.4 milyar dolar: 1 şehir hastanesinin maliyetiyle 1200 yatak kapasiteli 29 hastane yapılabiliyor

CHP, şehir hastanelerinin ekonomi için bir ‘kara delik’ olduğunu ortaya koydu

CHP’nin, Sağlık Bakanlığı’nın bütçesi üzerinden elde ettiği verilerle yaptığı çalışma; 30 şehir hastanesinin toplam hizmet ve kira bedeliyle 25 yılda kamuya getireceği yükün 142.4 milyar dolar olduğunu ortaya çıkardı. Çalışmaya göre, 1 şehir hastanesiyle 1200 yatak kapasiteli yaklaşık 29 hastane yapılabiliyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürekli gündeme getirdiği şehir hastanelerinin maliyetinin ne olduğu konusunda parti içinde çarpıcı bir tespit yapıldı. CHP, şehir hastaneleri için “Cumhuriyet tarihinin en büyük kara deliği” tespitinde bulundu.

CHP’nin çalışmasında; 20 hastane için 2022’de bütçeye konulan ödenekler üzerinden 30 hastane için yapılan 25 yıllık hesaplamalara göre, kira bedeli bugünkü kura göre 77 milyar 188 milyon 128 bin 250 dolar olurken, aynı yöntemle hesaplanan hizmet bedelinin ise 65 milyar 208 milyon 262 bin 595 dolar olduğu belirlendi. Buna göre 30 şehir hastanesinin 25 yıllık kira ve hizmet bedelinin getireceği yükün toplamı 142 milyar 396 milyon 390 bin 815 dolar olarak hesaplanıyor.

CHP’nin çalışmasında, şehir hastaneleri için her yıl kira ve hizmet bedeli toplamı olarak ödenecek 5.7 milyar dolar ile 475 yatak kapasiteli kamu özel işbirliği (KÖİ) maliyetleriyle Yozgat modeline göre en az 37 adet hastanenin hizmete açılabileceği dile getirildi. Çalışmaya göre, klasik ihale yöntemiyle Erzurum’da 165 milyon dolar ile hastane yaptırıldığına dikkat çekilerek, şehir hastaneleri için yıllık verilecek 5.7 milyar dolara ile klasik ihale yöntemiyle bin 200 yataklı 34 hastane açılabileceğine dikkat çekildi. CHP’nin çalışmasına göre, 25 yılda ödenecek olan 142,4 milyar dolar ile 862 adet 1200 yataklı hastane yapılabileceği de vurgulandı. Başka bir deyişle 1 şehir hastanesinin 25 yıllık maliyetiyle yaklaşık 29 hastane yapılabiliyor.


‘KÖİ’DEN VAZGEÇMEK YETMEZ’
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 6 bin 100 yatak kapasiteli 3 “şehir hastanesi”nin kamu özel işbirliği (KÖİ) modeli ile değil, “genel bütçe kaynaklarıyla” yapılması için ihaleye çıkıldığını belirtmesi üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası olarak başından beri KÖİ modeline karşı çıktık. Bu modelin ülkemize büyük mali yük getirdiğini anlattık. Bakan Koca’nın açıklamasını sevinçle karşılıyoruz. Ancak KÖİ modelinden vazgeçilmesi yetmez! Mevcut şehir hastaneleri de Sağlık Bakanlığı’na devredilmelidir!” Cumhuriyet

Bankacılık sektörünün kredi hacmi arttı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan haftalık bültene göre, sektörün kredi hacmi 8 Kasım ile biten haftada 8 milyar 6 milyon lira artış gösterdi. Söz konusu dönemde toplam kredi hacmi 2 trilyon 556 milyar 88 milyon liradan 2 trilyon 564 milyar 94 milyon liraya çıktı.

Bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil), geçen hafta 12 milyar 219 milyon lira arttı. Söz konusu haftada yüzde 0,5 artan bankacılık sektörü toplam mevduatı, 2 trilyon 429 milyar 840 milyon lira oldu

- Tüketici kredileri 441 milyar liraya çıktı

Verilere göre, tüketici kredileri tutarı, 8 Kasım ile biten haftada 3 milyar 610 milyon lira artarak 440 milyar 638 milyon liraya yükseldi. Söz konusu kredilerin 192 milyar 602 milyon lirası konut, 6 milyar 241 milyon lirası taşıt ve 241 milyar 794 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

Söz konusu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı 2 milyar 605 milyon lira artarak 386 milyar 427 milyon liraya çıktı.

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 1,6 azalışla 112 milyar 624 milyon liraya geriledi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 50 milyar 904 milyon lirası taksitli, 61 milyar 719 milyon lirası taksitsiz oldu

- Yasal öz kaynaklar azaldı

BDDK haftalık verilerine göre, bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 8 Kasım itibarıyla bir önceki haftaya göre yüzde 0,6 artarak 140 milyar 101 milyon liraya çıktı. Söz konusu takipteki alacakların 89 milyar 574 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları 151 milyon lira azalarak 598 milyar 666 milyon liraya geriledi.

Moody’s’den kritik Türkiye açıklaması

7 yıl aradan sonra Fitch'in Türkiye ekonomisine ilişkin olumlu bir değerlendirme yapmasının ardından Moody's de Türkiye ekonomisinde toparlanma sinyalleri olduğunu açıkladı.


Moody's'e göre Türkiye 2019 yılını daralarak değil büyüyerek tamamlayacak.

Moody’s’den yapılan Türkiye açıklamasında özetle şu bilgiler yer aldı:

Türkiye ekonomisinin 2019’da yüzde 0.2, 2020 ve 2021 yıllarında ise yüzde 3 büyümesi bekleniyor.

Türkiye’de büyüme ivmesi önceden beklenenden daha hızlı şekilde gerçekleşiyor. Türkiye’de büyüme ivmesinin iyileşmesinde büyüme dostu mali politikalar etkili.

G-20 ekonomilerinin 2019 ve 2020 yıllarında yüzde 2.6 büyümesi bekleniyor.

Denizbank, Borsa İstanbul’dan çıkıyor

Binde 4'ü borsaya açık olan Denizbank, Borsa İstanbul’dan çıkma kararı aldı.

Denizbank’ın Borsa İstanbul'dan çıkma kararı aldığı belirtildi.
Binde 4'ü borsaya açık olan banka, geçen yıl ana hissedarı Rus Sberbank tarafından (yüzde 99,85 hisse) 14,6 milyar TL (3,2 milyar dolar) karşılığında Emirates NBD’ye satılmıştı. 


Borsa İstanbul’dan KAP'a yapılan açıklamada şu ifade kullanıldı:
Sermaye Piyasası Kurulunun (Kurul) II-27.2 sayılı “Ortaklıktan Çıkarma ve Satma Hakları Tebliği” kapsamında Borsamıza başvuru yapan ve payları Ana Pazar’da işlem gören Denizbank A.Ş. (Banka) ile ilgili olarak, Bankanın hâkim ortağı adına çıkarılacak yeni payların ihraç edilmesi için ihraç belgesinin Kurul tarafından onaylanması şartıyla, MKK nezdindeki sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesini teminen,

– İhraç belgesinin Kurul tarafından onaylandığı Borsamızca öğrenildiğinde (KAP’ta duyurulması ve/veya belgenin Borsamıza ulaştırılması sonucunda) Bankanın paylarının işlem sırası kapatılacak,

– Banka paylarının işlem sırası kapatıldığında dâhil olduğu BIST endekslerinin kapsamından çıkarılacak,

– MKK sürecinin tamamlanmasının ardından Borsamız tarafından KAP’ta yapılacak duyuruyu izleyen ilk iş gününden itibaren Banka payları Borsa kotundan çıkarılacaktır.

13 Kasım 2019 Çarşamba

Türkiye Ekonomisi buz kesecek | MURAT MURATOĞLU



Bir telefonla dizayn edilen para piyasası işlemleri, forex faiz operasyonları yeterli olur mu? Enflasyon faizlerin kasko su mu?

Bu kış gerçekten zorlu geçecek…

Öncelikle nasıl düzelmesini bekliyoruz?

Türkiye ’nin hedefi yüzde 5 büyümesi… Büyüyebilir mi? Tabii ki? Yalnız bu büyüme ciddi sorunlar getirir.

Büyüme nedir? Kalkınma değildir… Harcamadır… Alışveriş dir…

Türkiye kredi olmadan büyüyemiyor…

Bankalarda batık fakat batırılmayan şirket kredileri çok yüksek düzeylerde…

2020 yılında içeride 129 milyar Türk Lirası faiz olmak üzere toplam 350 milyar TL borç ödemesi yapılacak. Kamu borç stoku 1.5 trilyon lirayı aşacak.

Parayı nereden bulacak? Çoğunlukla bankalardan…

Bankalar Hazineye borç verirse özel sektöre ne kalacak?

Çok övünülen ekonominin sigortası ihracat, dolar da euro da indirim olduğu halde ilk 10 aya sadece yüzde 2,1 arttı.

Geçen ay yüzde 1.5 azaldı, tatil başladı! Buna karşın ithalat yüzde 11’e yakın yükseldi.

Bir telefonla dizayn edilen para piyasası işlemleri, forex faiz operasyonları yeterli olur mu? Enflasyon faizlerin kasko su mu?

Olası senaryolar neler? Nasıl etkilenecek? Piyasalar nasıl cevap verecek? Koku parfüm ile mi kapatılacak?

Temettü Nedir? Nasıl Alınır? Temettü Dağıtımı Nedir?

Temettü Nedir?

Temettü veya diğer adıyla kâr payı; bir işletmenin elde ettiği dönemlik kârdan miktarından nakit ya da hisse senedi olarak şirket ortaklarına pay vermesidir. Önemli bir ortaklık hakkı olan temettü, işletmedeki her bir ortağın sahip olduğu hisse senedi miktarına göre bir pay verilmesi(temettü dağıtımı) anlamını taşır.
Temettü oranları, şirketlerin yılsonu bilançolarına bağlı olarak belirlendiği için yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilen veriler arasındadır. Bir şirketin yıllık net dönem kârı, o şirketin yatırımcılarına ödeyeceği kâr payının belirlenmesini sağlar. Şirketin, yıllık net dönem kârından vergiler ve diğer giderlerin çıkarılmasının ardından elde kalan kısmın %20’sinden az olmamak kaydıyla yatırımcılarına dağıtım yapmasına temettü dağıtımı denir. Temettü dağıtım kararı; yönetim kurulunun teklifi üzerine şirket genel kurulunda alınır.

Temettü Nasıl Alınır?

Temettü almak veya buna hak kazanmak için bireylerin hisse senedi sahibi olması gerekmektedir. Bu sahiplikle elde edilen ortaklık, şirketin temettü ödeme gününde bu hakkın elde edilmesini sağlar. Şirketin temettü dağıtımından bir gün önce alınsa dahi hisse senedi; bireylerin temettü hakkından yararlanmasını mümkün kılan bir yatırım aracıdır.
Temettünün dağıtılacağı tarih, genel kurul onayının ardından hissedarlara duyurulur. Temettü dağıtımının yapılacağı günün sabahına kadar o şirketin hissesine sahip olan hissedarlar temettü dağıtımına katılabilirler. Temettü bedeli nakit şekilde, temettü dağıtacak olan şirketin hissedarlarının yatırım hesaplarına otomatik olarak aktarılır. Bedelsiz hisse olarak dağıtılacak temettü de yatırım hesabına doğrudan aktarılmaktadır.

Temettü Dağıtımı Nedir?

Temettü dağıtımı, bir şirketin yıllık net dönem kârından vergiler ve diğer ödemelerin çıkarılması neticesinde elde kalan miktarın en az %20’sine tekabül eden kısmın şirket hissedarları arasında bölüştürülmesidir.
Temettü dağıtımı yapan şirketler yatırımcılar tarafından daha fazla tercih edilir. Bunun sebebiyse; temettü verimliliği yüksek olan şirketlerin yatırımcılara veya yatırımcı adaylarına daha fazla güven vermesidir. Yatırımcılarına hem sermaye hem de temettü getirisi sunan hisse senetleri daha avantajlı olarak değerlendirilir.

Temettü Dağıtımı İçin Örnek Anlatım

Bir şirketin % 25 temettü ödeyeceğini ve elinizde de bu şirkete ait 1000 hisse senedi olduğunu varsayalım. Hisse senetlerinin nominal değerle ölçüldüğünü bilmeniz gerekiyor ve bu değer borsada 1 TL olarak belirtilmektedir. 1 TL karşılığında 25 kuruş temettü alırsınız ve 1000 adet hisseden de 250 TL temettü almış olursunuz. Bu şekilde hisselerin fiyat dalgalanmalarının yanı sıra temettüden de para kazanmış olursunuz.
Bir hisse senedinin temettüden önceki gün kapanış fiyatı 5 liraysa, dağıtılacak temettü 0,25 liraysa; hisse senedi temettü dağıtımından sonra 4,75 TL (5 -0,25=4,75) olacaktır. Temettü ödemelerinde bireysel yatırımcıların ödediği %15 oranında gelir vergisi stopjı kaynaktan kesinti yapılarak hesaplara net nakit temettü aktarılmaktadır. myborsa

10 Kasım 2019 Pazar

11 Milyon Fidan Sahiplenildi Geleceğe Nefes

11 Milyon fidan sahiplenildi. Sahiplenmeye bağışa devam. Rekora koşuyoruz. gelecegenefes.com'a gel, 1923'e NEFES yaz 10 TL'ye fidan bağışla.

9 Kasım 2019 Cumartesi

Dövizin 5 yıllık getirisi

9.11.2014 2.24 TL
9.11.2015 2.88 TL
9.11.2016 3.20 TL
9.11.2017 3.87 TL
9.11.2018 5.46 TL
9.11.2019 5.76 TL

5 yıl net % 174,08

4 yıl net %113,18

3 yıl net %91.87

2 yıl net %58.66

1 yıl net %8.65

Hesaplamalara döviz mevduatı faiz geliri dahildir.

Çikolatasız Yaşamaya Hazır mısınız?

Bilinçsiz tarım yüzünden 2059 yılında dünya da hiç kakao ağacı kalmayabilir.
Ama biz Magnum olarak bu eşsiz hazzın peşini bırakmaya niyetli değiliz.

Doğa ve sürdürülebilir tarım hakkında ne kadar duyarlı olduğumuzu göstermek ve daha fazla farkındalık yaratmak için Magnum 2059 projesini hayata geçirdik. Algida

Desteklemek ve videoyu izlemek için tıklayın

Yolum Sensin | 10 Kasım - Koç Holding

Koç Holding Yolum Sensin 10 Kasım Videosu

#YolumSensin

Vakıfbank üst yönetim prim ve ödemelerini açıklamadı

Son dönemde en çok tepki çeken bilanço kalemlerinden biri de bankaların üst yönetimlere ödediği prim ve ödemeler.

Bazı bankalarda karın belirli bir rakamı üst yönetime giderken, bazı bankaların ise hızla düşürdüğü görülüyor.


Şu ana kadar açıklanan tüm banka ve şirket bilançolarında üst yönetimlere yapılan prim ve ödemeler açıklandı.

Ancak halka açık Vakıfbank bu dönem yani 2019 3.çeyrek bilançosunda da bu verileri gizli tuttu.

FORMATTA VAR!
Diğer kamu bankaları dahil, bütün bankaların üst yönetime yaptığı ödemeleri açıklarken ve BDDK’nın rapor formatında istenen bilgi olmasına rağmen VAKIFBANK 2018’de olduğu gibi 2019 / 3. Çeyrek Mali Veriler ve faaliyet raporlarında diğer raporlarında olduğu gibi bu bilgiye yer vermedi. paramedya

Ekrem İmamoğlu'ndan Şaşırtan Tören: Temel ATMAMA Töreni! "Farkındalık"

8 Kasım 2019 Cuma

ABD Başkanı Trump vakfının fonlarını siyasi çıkarları için kullanmaktan 2 milyon dolar tazminata mahkûm edildi

ABD Başkanı Donald Trump, kendisine ait yardım vakfının fonlarını siyasi çıkarları için kullandığı iddiasıyla açılan davada 2 milyon dolar tazminat ödemeye mahkûm edildi.

 New York'taki mahkeme, ABD Başkanı Trump'ın, Amerikalı gaziler için toplanan bağışları 2016'daki Iowa ön seçimleri için kullanarak görevi kötüye kullandığı sonucuna vardı.
Mahkeme, Trump ve en büyük üç çocuğunun idare ettiği yardım kuruluşlarının siyasi faaliyetlerde bulunamayacağına hükmetti.

Yargıç Saliann Scarpulla, Trump'ın 2 milyon doları ilişiği olmayan yardım kuruluşlarına ve kendi birikiminden ödemesine karar verdi.

New York Savcılığı, Trump ve çocuklarına 'usülsüzlük' iddiasıyla dava açtı Trump Vakfı, 'seçim kampanyasında usülsüzlük' iddiaları sonrası kapatılıyor Donald J. Trump Vakfı, ABD Başkanı Trump'ın çıkarları için kullanıldığı suçlamasının ardından 2018 yılında kapatılmıştı. BBC

6 Kasım 2019 Çarşamba

DOLAR NEDEN YÜKSELMİYOR? | MURAT MURATOĞLU

Çoğunluk Türk Lirası’nın dolara karşı değer kaybetmesini bekliyor.

Bunu yatırımcı ve forex cephesinin pozisyonundan rahatlıkla görebiliyoruz.

Yılbaşından bu yana geçen 10 aylık sürede USDTRY 5,45 ile 5,90 aralığındaki bant içerisinde kaldı.

Bankalardaki döviz mevduatı 195 milyar dolar ile rekor seviyelerde…

Banka, aracı, yatırım, finans kurumlarının Türk Lirası aleyhine yazdığı tek bir rapor gördünüz mü? Göremezsiniz. Gündem olmasına izin vermezler.

Nasıl tutuyorlar dövizi? Adeta iddaa oynuyorlar.

Merkez Bankası Kamu Bankalarına parayı geçiyor.

Kamu bankaları müdahale için piyasaya döviz satıyor. Alan kim?

Yabancı olmadığına göre yerli yatırımcılar.

Yatırımcı alınca parayı bankada tutuyor. Banka bu para cinsinden kredi veremediği için Merkez Bankasına borç veriyor… Merkez tekrar kamuya... Hepsi bu videoda...

Cari açık, Amerikan yaptırımları, İstanbul Borsası, alacak sigortası CDS'ler...

Erdoğan Amerika biletini yakacak mı? Bist100 'deki büyük hata...

Olası senaryolar neler? Nasıl etkilenecek? Piyasalar nasıl cevap verecek?

Güçsüz Araba NASIL Hızlı Gider!? | m3_rhino

Sevgili Sertaç Kemiksiz'in özenle hazırladığı RS4 Rhino projesini detaylıca inceledik. Daha da önemlisi, sonradan dönüştürülen bir otomobil ne kadar dayanıklı olabilir, onu görmüş olduk. Efsane frenleriyle bizi mest etti. İyi seyirler! otopark.com

4 Kasım 2019 Pazartesi

Ekim ayı enflasyonu açıklandı

Enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'in açıkladığı ekim ayı enflasyon rakamlarına göre TÜFE aylık yüzde 2, yıllık 8.55 oldu. Böylelikle 2016 aralık yılından bu yana en düşük yıllık tüketici enflasyonu gelirken, 12 aylık ortalama ise yüzde 16,81 oldu. Ekim ayında fiyatı en çok artan ürün ise yüzde 43 ile erkek kazakları oldu

Enflasyon, ekim ayında yüzde 2,00, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10,59, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,55 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 16,81 artış gerçekleşti.

Ekonomistlerin ekim ayı enflasyon beklentilerinin ortalaması yüzde 1,87, yıllık beklenti ise yüzde 8,41 şeklindeydi.

Ana harcama grupları itibarıyla 2019 yılı ekim ayında endekste yer alan gruplardan, konutta yüzde 3,55, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 1,65, haberleşmede yüzde 1,43 ve ulaştırmada yüzde 1,17 artış gerçekleşirken aylık düşüş gösteren tek grup yüzde 0,59 ile eğlence ve kültür oldu.


Yıllık en fazla artış ise yüzde 43,60 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti.


TÜFE'de, bir önceki yılın aynı ayına göre sağlık yüzde 14,24, eğitim yüzde 14,20, lokanta ve oteller yüzde 13,71 ve çeşitli mal ve hizmetler yüzde 13,43 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama gruplarıoldu.

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE'de 2019 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 1,58, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 9,66, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7,64 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 16,09 artış gerçekleşti.

Ekim 2019'da endekste kapsanan 418 maddeden; 33 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 289 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 96 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti.

Enflasyon sepetinde;

289 ürünün fiyatı arttı
33 ürünün fiyatı değişmedi
96 ürünün fiyatı düştü.

Enflasyon da düştü ama fiyatlar arttı.























Murat Muratoğlu’nun yüzde 8.55 çıkan yıllık enflasyon yorumu: Gergedan boynuzu🦏, At yelesi🐴, Zebra çizgisi 🦓

TÜFE’de (2003=100) 2019 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,00, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 10,59, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,55 ve on iki aylık ortalamalara göre %16,81 artış gerçekleşti. Ana harcama grupları itibarıyla 2019 yılı Ekim ayında endekste yer alan gruplardan, konutta yüzde 3,55, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 1,65, haberleşmede yüzde 1,43 ve ulaştırmada yüzde 1,17 artış gerçekleşti.

Murat Muratoğlu, yüzde 8.55 çıkan yıllık enflasyon için, “Yıllık enflasyon %8.55 geldi. Sahi fiyatların artmaması için alınan somut önlem neydi❓ Sonuçta Gergedan boynuzu 🦏, At yelesi 🐴, Zebra çizgisi 🦓 fiyatlarındaki şok düşüşlerle enflasyon dengelendi. Kesin enflasyon sepetinin içine bir şey katıyorlar, kafalar gayet iyi…” Yorumunu Twitter hesabından paylaştı.

Yeni Yıl Yeni Vergiler- Vergi harç ve cezalar yüzde 22.58 zamlanacak

Yeniden değerleme oranı yüzde 22.58 olarak belirlendi. Motorlu taşıtlar vergisi, pasaport harcı, ehliyet harcı, trafik cezaları yıl başından itibaren yüzde 22.58 zamlanacak. Çalışanın maaş zammında dikkate alınan enflasyonun ise yıl sonunda yüzde 12 seviyelerinde olması bekleniyor. Yani çalışana zam yapılırken yüzde 12, vergi, harç ve cezalara zam yapılırken yüzde 22.58 oranları göz önünde olacak.


Ekim ayı Üretici Fiyat Endeksi’ne göre belirlenen yeniden değerleme oranı yüzde 22.58 oldu. Yeni yılda vergi, harç ve cezalar bu oranda zamlanacak. Pasaport harcı, Motorlu Taşıtlar Vergisi, ehliyet harcı hepsinde artış yaşanacak.

MAAŞLARA ZAM ENFLASYONA GÖRE
Yeniden değerleme oranı ÜFE’ye göre belirlenirken, çalışanın maaşına yapılacak zamda enflasyon dikkate alınıyor. TÜİK’in bugün açıkladığı rakamlara göre yıllık enflasyon yüzde 8.55 seviyesinde bulunuyor. Enflasyon baz etkisiyle son iki aydır tek haneye düşmüş durumda. Kasım ve Aralık ayında ise enflasyonun tekrar çift haneye çıkması öngörülüyor.

YIL SONU BEKLENTİSİ YÜZDE 12
Merkez Bankası ve Yeni Ekonomi Programı’na göre 2019 yıl sonu enflasyonu yüzde 12 seviyesinde bulunuyor. Başka bir deyişle çalışana zam pazarlığında bu oran dikkate alınacak. Ancak Üretici Fiyat Endeksi’ne göre belirlenen yeniden değerleme oranı ile vergi, harç ve cezalar yüzde 22.58 oranında zamlanacak.

PASAPORT ÜCRETLERİ
Yüzde 22.58 oranındaki yeniden değerleme sonrası yeni pasaport harçlarında fiyatların şöyle olması bekleniyor.

1 yıllık 248.26 TL'den 304,31 TL’ye çıkacak.

2 yıllık 405 TL'den 496,44 TL’ye çıkacak.

3 yıllık 575 TL'den 704,83 TL’ye çıkacak.

4-10 yıl 811 TL’den 994,12 TL çıkacak.

Defter bedeli de 133 TL'den 163.03 TL’ye çıkacak.

Kadın broker Safiye Gökçen Yüce 375 milyon TL ile ortadan kayboldu! Bakın nasıl yapmış

Türkiye genelinde yüzlerce kişiyi dolandırarak 375 milyon TL ile sırra kadem basan kadın broker Safiye Gökçen Yüce’nin insanları tuzağa düşürmek için kılıktan kılığa girdiği öğrenildi.


Sanal para birimi bitcoin borsasında vatandaşları dolandıran kadın broker Safiye Gökçen Yüce'nin, sadece Aydın'da değil, Türkiye genelinde yüzlerce kişiyi dolandırdığı ortaya çıktı. Kadın borsacı kılıktan kılığa girerek yaklaşık 375 milyon TL ile sırra kadem bastı.


Çok sayıda mağduru olduğu ortaya çıkan broker, yurt dışına çıkış yasağıyla Türkiye genelinde aranıyor. 'Bitcoin'le vurdu' başlığıyla duyurulan haberin ardından vurgunun akıllara durgunluk verici bir boyutu olduğu ortaya çıktı.


Safiye Gökçen Yüce'nin, sadece Aydın'da bitcoin borsasında 28 kişiyi 40 milyon liraya dolandırdığı belirlendi.


İstanbul, İzmir, Aydın, Konya, Kayseri, Adana ve Karaman başta olmak üzere birçok ilde mağdur sayısının yüzleri geçtiği ve vurgunun 375 milyon lirayı bulduğu ifade ediliyor.


Kadın dolandırıcı, insanları ağına düşürmek için kimi zaman ev sohbetlerinde başörtüsü taktı, kimi zaman sosyetenin yer aldığı davetlere şık elbiselerle katıldı.


Bu toplantılarda kurbanlarına üst düzeyde tanıdığından aldığı tüyolarla bitcoin oynadığı ve yüklüce paralar kazandığı yalanını söyleyen Safiye Gökçen Yüce, aralarında emniyet mensupları, asker, akademisyen, doktor, hemşire ve iş adamlarının olduğu yüzlerce kişiden milyonlarca lira aldı.


Ortadan kayboldu


2 yıl boyunca işlettiği paralardan kendisine para verenlere küçük miktarlarda kar payı kazandıran Safiye Gökçer Yüce, hesabındaki paralar yüz milyonlara ulaşınca sırra kadem bastı.


Kadın dolandırıcının ağına düşerek milyonlarını kaptıran mağdurlar, şikayetçi oldu. Bitcoin mağdurları, sosyal medyada 'Safiye Yüce Bitcoin Mağdurları' ismiyle sayfa açtı.


Polisi aradığı iddiası

Bu arada polis tarafından aranan Safiye Gökçe Yüce olduğunu iddia eden bir kadının, emniyeti telefonla aradığı belirtildi.


Kadının kimseyi dolandırmadığını, topladığı parayla bitcoin aldığını ve bu kişilere ödeme yapacağını söylediği öğrenildi. İH

3 Kasım 2019 Pazar

Tarımda Sınırsız İthalat Geliyor!

Toprak Mahsulleri Ofisi’ne, patates ve soğan dahil her türlü tarımsal ürünü İhale Kanunu’na tabi olmaksızın ithal etme yetkisi verilmesini öngören madde vergi paketine ilave edildi.
Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) her türlü tarımsal ürünü Kamu İhale Kanunu'na (KİK) tabi olmaksızın yurt içinden veya yurt dışından satın alma yetkisi veriliyor. TMO bu ayrıcalıklı madde sayesinde soğan, patates ve domates de dahil her türlü tarımsal ürünü ihale yasasının hükümlerine uymaksızın dilediği anda ithal edebilecek.
Sözcü'de yer alan habere göre, konut alım satımından konaklamaya kadar birçok alanda vatandaşa ciddi vergi yükleri getiren yasa teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülerek kabul edildi. TMO'yu ihale mevzuatının dışına çıkaran madde hem ‘alfabe' hem de tarımsal ürün ithalatı nedeniyle sert tartışmalara neden oldu.

Z BENDİ YETMEDİ
Sürekli değiştirilen ve yeni yeni istisna maddeleri eklenerek adeta boşa çıkarılan İhale Kanunu'nda en son istisna, alfabenin son harfi olan (z) harfi de kullanılarak Merkez Bankası'na verilmişti. Alfabede harf kalmadığı için istisnaların da son bulacağı umut edilirken yeni istisna mevzuata, “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3'üncü maddesinin birinci fıkrasına (z) bendinden sonra gelmek üzere (aa) bendi eklenmiştir” cümlesiyle girdi. (aa) bendinde TMO'nun ihale mevzuatı dışına çıkarılma gerekçesi, “üretimin yetersiz olması nedeniyle ürün fiyatlarında meydana gelebilecek olağanüstü dalgalanmaların önlenmesi veya ürünlerde fiyat istikrarının sağlanması” diye ifade edildi.  TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, İhale Kanunu'na uyulması nedeniyle TMO'nun çok hızlı bir şekilde ihale açıp tarımsal ürün ithal edemediğini belirtirken, yeni düzenleme sayesinde çok daha kısa süre içinde tarımsal ürün ithal edebileceklerini söyledi. Güldal, ihalelerle en çok hububat ithalatı yaptıklarını belirtirken, Cumhurbaşkanı'nın yetki vermesi halinde TMO'nun her türlü tarımsal ürünü ithal edebileceğini söyledi.

'TARLALARIMIZ BOŞ DURUYOR'
İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz da, TMO'nun yurt dışından tarımsal ürün ithal etmesine de böylesine hızlı ithalat yetkisi almasına da gerek olmadığını belirtirken, “Tarlalar boş duruyor, TMO ithalat yetkisi alıyor. Bakın tam ekim zamanı. Neye ihtiyacınız varsa, neyi ithal etmek istiyorsanız bugün ekin mayısta, haziranda biçin. İthalat yapmayın” dedi. Yeniçağ

Yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatı 356 milyon dolar artarak 194,6 milyar dolara yükseldi

Yurt içi yerleşik gerçek kişilerin döviz mevduatında iki haftalık düşüşün ardından bu hafta artış görülürken tüzel kişilerin döviz mevduatı azaldı. TCMB tarafından periyodik olarak yayınlanan verilere göre 25 Ekim ile biten haftada yurt içinde yerleşik gerçek kişilerin döviz mevduatı 411 milyon dolar artarak 119.173 milyon dolara yükselirken tüzel kişilerinki 55 milyon dolar azalarak 75.447 milyon dolara geriledi.





Yurt içi yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin toplam döviz mevduatı 25 Ekim ile biten haftada 356 milyon dolar artarak 194.619 milyon dolar oldu. 18 Ekim kapanışında 5,8806 olan TCMB dolar alış kuru 25 Ekim tarihinde 5,7417 seviyesine geriledi. Böylelikle yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatının TL karşılığı 24.938,4 milyon TL azalarak 1.117,4 milyar TL oldu.

Yurt içi yerleşiklerin TL mevduatı aynı dönemde 9.054 milyon TL artarak 1.131,8 milyar TL’ye yükseldi. Böylelikle 18-25 Ekim haftasında yurt içinde yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin toplam mevduatı içindeki döviz mevduat payı 0,8 puan azalarak %49,7 seviyesinde gerçekleşti.

Toplam mevduatlar içindeki döviz payı 2014 yılı başındaki %33 seviyesinden yıllar itibariyle artış göstererek 25 Ekim 2019 itibariyle %49,7’ye yükseldi. Para analiz

Şimdi Fed ne yapmış oldu?

2019 başlangıcını hatırlayalım. Aralarında benim de bulunduğum ağırlıklı analist kesimi, yatırım kuruluşları ve elle tutulur kayda değer yorumcular (!) hep birlikte Fed’in yıl içerisinde kaç kez faiz artırabileceği üzerine kafa yoruyorduk. Genel konsensüs, federal fonlama oranı aralığının yüzde 3’e yaklaştırılması ve Fed’in o noktadan sonra kafasını kaldırıp etrafta olan bitene, ekonominin durumuna, elde kalan cephaneye ve para politikası manevrasına bakmasıydı. Öyle olmadı. Bu işlere detaylı yorum yapmaya çalışanlar bir kez daha insan faktörü nedeniyle konuyu ıskaladı. Üstelik bu kez faktörü Başkan Trump’ın davranışları şekillendiriyordu. Global çapta belirsizlik katsayısı arttı, yatırımlar ötelendi, küresel büyüme IMF tarafından toplamda 5 kez aşağı yönde revize edildi. Gün sonunda Fed, 10 yıl sonra ilk kez Temmuz ayında faiz indirimine gitti. Devamında ne mi oldu? Ortalık şenliğe döndü. Anlatalım.

Fed’den faiz indirimi hamlesi gelmesi ile birlikte gelişmişinden gelişmekte olanına dek dünyanın tüm kıtalarında yer alan ülkeler faiz indirimi coşkusu içerisine düştü.Kasım 2018, Aralık 2018, Mart 2019 ve Temmuz 2019’daki “Fed iletişim kazaları” sonrasında banka bu kez süreci oldukça ciddi yönetti. Öyle ki Başkan Powell “döngü ortası ayarlama” ifadesini Temmuz toplantısı sonrasında bir daha telaffuz etmedi. Oradaki “kaza” esasen arka plandaki düşünce yapısının erken gün yüzüne vurulmasından kaynaklanıyordu. Bir nevi samimiyet başa bela açtı. Ağustos ayında finansal koşullar sıkılaştı, portföy akımları terse döndü. Üzerine bir de Başkan Trump ile Çin’in tepişmesinde yepyeni örnekler karşımıza çıktı. Doğal olarak devlet aklını bir daha Fed ele aldı, istemese de global para politikalarının jandarmalığı görevini üstlendi, Başkan vasıtasıyla dağılan algıyı resmin tamamını kapsayacak şekilde toparlama çabasına girişti. Jackson Hole’da Başkan Powell’ın 95 & 98’li yıllara yaptığı para politikası tepkisi atıfları yönlendirmenin temelini oluşturdu. O arada faiz indirimi kaynaklı ciddi portföy akımı olmasa da algıya yönelik pozitif katkı ve finansal koşulların sıkılaşmasının engellenmesi günü kurtarmaya yetti. Fed’in topa önde basma niyeti karşıdan gelen belirsizlik ataklarını şimdilik kesmeye yetti gibi. Faz-1 olarak ifade edilen Trump-Çin ateşkesi de zemini top oynayama daha uygun hale getirince 3x25bp’lık para politikası ayarlaması şimdilik tamamlanmış oldu. Peki, Fed şimdi ne yapmış oldu? Bundan sonrası nasıl şekillenir?

Fed, en özet haliyle algıyı toparlama çabasında bayrağı yine, yeni, yeniden en önde taşıdı. Bölgesel riskler kaynaklı ECB de konuya dahil olunca gelişmekte olan ülke para politikaları bir miktar haddinden fazla gevşetilmiş oldu. Dünya çapında gözlenen düşük talep-zayıf enflasyon trendi de politika belirleyicilerin ellerini rahatlattı. Tam da o nedenle geçtiğimiz hafta sadece 2 gün içerisinde GOÜ para politikaları toplamda 450bp gevşeme imkanı buldu. Dahası, 2019’da faiz indirimine gitmesi zor denen Brezilya için şimdilerde Aralık ayındaki olası 50bp indirimin ardından rekor düşük politika faizi tecrübesi ihtimali masaya geldi. Yani, Fed, geçmişte mütemadiyen olduğu şekilde partide müziğin ritmini ve sesini ayarlayan oldu.

Bundan sonrasına gelecek olursak… ABD’de temel istek büyümenin trendden uzaklaşmaması, işgücü piyasasının bozulmasını engellemek ve mümkünse enflasyonu kendi hedeflerinin hafif üzerinde (ortalama) bir süre kabul ederek hikayeyi sürdürmek. Son basın toplantısındaki 2020 ortasına yönelik yapılan yönlendirmeyi göz ardı etmeden ve-fakat müziğin düne göre daha düşük şekilde çalmaya devam edeceğini de bilerek herkesin kendi plan-programını yeniden gözden geçirmesinde fayda olabilir. İndirim sürecinin uzun soluklu bir şekilde tamamlandığını konuşmak için epey erken. Öte yandan atılan politika adımlarının gecikmeli etkileri de gözlemlenecek. Aradan geçecek zamanda ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde ivme kaybetme potansiyeli taşıdığından Fed’in gidişatı yorumlama çabası biraz daha artacak. “Bekle-gör” temasının bu denli öne çıkarıldığı ortamda zayıf Amerikan doları teması ve artan tahvil talebinin açıklayıcısı ise hikayenin bizzat Powell tarafından enflasyondaki toparlanmaya çıpalanması. Yani, her şey ne bitti ne de yeniden başlıyor. Daha sakin şekilde izleme vaktinde olduğumuzun herkes farkında.

Kuşkusuz yeni süreç aralarında Türkiye’nin de bulunduğu GOÜ davranış kalıplarını yakın dönemde gözlendiği biçimden farklı tarafa evriltecek. Mesela, atılan adımların küçülmesi belki de bir süre için atılmaması gibi. Müziğin susmadığını ama sesin azaldığını bilerek yaşamayı öğrenmek gerekecek. Kendisine özgü hikayeleri olan ve aynı adım büyüklükleri ile yola devam etmek isteyenler kuşkusuz negatif ayrışacak, risk algısı yüksek şekilde değerlendirilecek. Bugünü kurtarmak için geçmişin sempatisini kaybetmeye değer mi? Herhalde değmez.

Uzun Fed yazısını TCMB Enflasyon Raporu sunumu ile tamamlamaktan zarar gelmez. Revizyonlarda beklentilerden farklı bir şey olmadığından konunun o kısmına değinmeyeceğim. Ancak, basın toplantısındaki soru-cevap kısmının gereksiz uzun tutulduğunu düşünüyorum. Evet, iletişim. Hayır, gereksiz polemik doğma riski. Katılımcıların bir kez söz alması, belki en fazla 2–3 soru sorması, ya da o kısım içim zaman sınırlaması. Şimdilik önerilerim bunlar. Unutmayalım; azı karar. Orkun Gödek

Fitch 'den Uzun Yıllar Sonra Böyle Bir Değerlendirme Yapıldı

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye değerlendirmesini açıkladı. Değerlendirmeye göre Fitch, Türkiye'nin kredi notunu 'BB-' olarak teyit etti, görünümünü 'Negatif'ten 'Durağan'a revize etti.
2020 enflasyonunu yüzde 12 olarak tahmin eden Fitch, aynı yıl için yüzde 3,1 büyüme öngörüyor. 2021 yılı için ise enflasyonu yüzde 10 olarak tahmin eden kuruluş, ayyıl için büyüme tahminini 3,6 olarak açıkladı. Türkiye ekonomisinin dengelenme konusunda ilerleme kaydettiğini belirten Fitch, dış finansman ihtiyacının yüksek olduğuna dikkat çekerek "kırılganlık kaynağı" olduğunu söyledi.

7 YIL ARADAN SONRA İLK OLUMLU DEĞERLENDİRME
Fitch, bu kararıyla 7 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye'nin karnesine dair olumlu bir değerlendirme yaptı. Kuruluş, en son 2012 kasım ayında Türkiye'nin notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmiş ardından kredi notu ya da görünümüne ilişkin yükseltme yapmamıştı.

FITCH, TEMMUZ AYINDA NOT DÜŞÜRMÜŞTÜ
Fitch son olarak geçen Temmuz ayında Türkiye'nin kredi notunu BB'den BB-'ye düşürmüş, not görünümü negatif olarak teyit etmişti. Not indirimine gerekçe olarak da Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın görevden alınmasını ve S-400'ler nedeniyle ABD'den olası yaptırım riskini göstermişti.

Kaynak: AA

Tarihin En İyi Yatırımcısı Jim Simmons

Jim Simmons'u kısaca tanıyalım

renaissance technologies corporation adlı dünyanın en başarılı hedge fonunun kurucusu ve başkanıdır. subprime krizi sebebiyle bir çok hedge fonun battığı 2008 yılında medallion'un fonunun yönetim ve performans ücretlerinden sonra %40 gibi bir getiri getirmesi jim simons'ın dünyanın en iyi traderı olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. kendisinin uc berkeley'den matematik ve edebiyat phd'si vardır ve uzun süre matematik profesörlüğü yapmıştır.

forbes dergisine göre 2007 yılında 1.3 milyar $ kazanarak wall street'in en çok kazananları listesinde 5. sıraya inmiştir

Wall Street'i Çatlatan Matematikçi

Mega vergi paketinin önemli maddeleri komisyondan geçti

Son dakika haberi: Zenginden daha fazla vergi alınmasını öngören tasarı Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. Buna göre yıllık geliri 500 bin TL'den fazla olanlar artık daha fazla vergi ödeyecek. Tatile çıkan vatandaş 5 yıldızlı otelde kaldığı her gece için kişi başına ekstra 18 TL vermek zorunda kalacak. Dijital Hizmet Vergisi ile Türkiye'de iş yapan dev şirketler yüzde 7.5 vergi ödeyecek. Zamanında ödenmediği için getirilen vergi cezalarında yüzde 50'ye kadar indirim yapılabilecek. Futbolculara ve hakemler artık vergi ödeyecek. Yeni vergilerden Hazine'ye yılda 6 milyar TL girmesi öngörülüyor.

Dijital Hizmet Vergisi, Konaklama Vergisi, Değerli Konut Vergisi, gelir vergisi tarifesine yeni dilim ve oran eklenmesi gibi düzenlemeleri de içeren Dijital Hizmet Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nin 31 maddesi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Öne çıkan maddeler şöyle:

DİJİTAL HİZMET VERGİSİ
Dijital Hizmet Vergisi’nin mükellefi, dijital hizmet sağlayıcıları olacak. Dijital hizmet vergisi yüzde 7.5 olarak belirlendi. Türkiye'den elde edilen hasılatı 20 milyon Türk Lirası’ndan veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon eurodan veya muadili yabancı para karşılığı Türk Lirası’ndan az olanlar Dijital Hizmet Vergisi’nden muaf olacak. Cumhurbaşkanı bu hadleri verginin konusuna giren hizmet türlerine göre ayrı ayrı veya birlikte sıfıra kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkili olacak. Dijital Hizmet Vergisi’ni ödemeyenler Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından ilan edildikten sonra sitelere erişim engellenecek. Facebook, Twitter ve Instagram gibi devler Türkiye’de bu vergiyi ödemekle yükümlü olacak.

KONAKLAMA VERGİSİ
Teklifle, “Konaklama Vergisi” adı altında yeni bir vergi getiriliyor. Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart hotel, misafirhane ve kamping gibi tesisler ile dağ ve yayla evi gibi kırsal turizm tesislerinde verilen geceleme hizmeti konaklama vergisine tabi olacak. Konaklama vergisi otelde kalan müşterilerden alınacak. 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri için 18 TL; 4 yıldızlı otel ve tatil köyleri için 12 TL; 3 yıldızlı oteller ve belediye belgeli konaklama tesisleri için 9 TL; 2 ve bir yıldızlı oteller, pansiyon, motel, apart hotel ve kampingler için 6 TL; butik oteller ve özel konaklama tesisleri için 18 TL olacak.

12 yaşından küçük çocuklara verilen geceleme hizmetleri bu vergiden istisna olacak. Ayrıca öğrenci yurtları, pansiyonları ve kamplarında öğrencilere verilen geceleme hizmetleri ile karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri vergiden muaf olacak.


HAKEMLERE VERGİ
Eser sahiplerine tanınan serbest meslek kazançlarında istisna tutarı 500 bin lirayla sınırlı tutulacak. Spor hakemlerine ödenen ücretlerin gelir vergisinden istisna tutulmasına ilişkin düzenleme, basketbol ve voleybol dallarının en üst liglerinde görev alanlar hariç, amatör spor yarışmalarını yöneten hakemlerle sınırlandırılıyor.

ZENGİNE GELİR VERGİSİ DE ARTIRILIYOR
Teklifle gelir vergisi tarifesine yeni dilim eklenerek üst dilim yüzde 35’ten yüzde 40’a çıkarılacak. Böylece 500 bin lira ve üzerinde kazanç elde edenler yüzde 40 oranında gelir vergisi verecek. Mevcut tarifenin ilk 4 dilimi korunmak suretiyle 500 bin liraya kadar gelir elde eden grupların vergi yüklerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacak.

OTOMOBİL KİRALAMAYA DÜZENLEME
Teklifle, binek otomobillerine ilişkin giderlerin en fazla yüzde 70’i ve kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerin her birine ilişkin aylık kira bedelinin 5 bin 500 liraya kadarlık kısmıyla binek otomobillerin iktisabında ödenen Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi toplamının en fazla 115 bin liraya kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilecek.

FUTBOLCULARA VERGİ GELDİ
Sporcuların ücret gelirleri toplamı 500 bin lirayı aşması halinde bu gelirler yıllık beyannameyle bildirilecek. Bu durumda kesilen vergilerin, hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilmesi için işverence vergi dairesine ödenmiş olması şartı getirilecek. Teklifle 2019 yılı ücret gelirlerine, bu yıla ilişkin 2020’de verilecek gelir vergisi beyannameleri dahil, yapılan değişiklik öncesi mevcut tarife uygulanacak. 1 Ocak 2020’den itibaren elde edilen ücret gelirleri ise yeni tarifenin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre 2019 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmış haliyle uygulanacak. Futbolcuların ödeyeceği gelir vergisi yüzde 20’ye çıkacak.

VERGİ CEZALARINDA İNDİRİM
Teklifle Vergi Usul Kanunu’nun, vergi cezalarında indirimi düzenleyen maddesinde değişiklik yapılacak. Vergi ziyai cezalarında ilk kez işlenip işlenmediğine bakılmaksızın indirim oranı yüzde 50 olarak belirlenecek. Düzenlemeye göre uzlaşmanın vaki olması halinde ödenecek vergi ziyai cezası için yüzde 25 indirimden yararlanılmasına imkan sağlanacak. (AA)

2 Kasım 2019 Cumartesi

Kasım Ayında Komisyondan Geçen Yeni Vergi Tasarısı Hakkında Özgür Demirtaş Hocamızın Değerlendirmesi

Özgür Demirtaş 3 yıldır takip ettiğim bir Akademisyen

Kendisinin geçenlerde de dediği ve ne kadar da doğru demiş dediğim yazılarını alt alta topluyorum gerçekten de öyle

Daha da fakirleşeceğiz ek vergilerle

Daha önceki tweet'in den örnekle

9) Peki NE OLACAK? Daha da fakirleşeceğiz. Vergiler Sağlı Sollu gelecek. Devlet daha da borçlanmak zorunda kalacak. Borçlandıkça Faizler daha da zorlayacak. Ekmek aslanın ağzında olacak.

Devamı

Yeni eklediği tweetler sırayla

1)Bir sürü yeni vergiyi içeren yeni vergi tasarısı Komisyondan geçmiş:
Beyaz yaka çalışandan, lüks evi olana,
Otelde konaklayandan, şirketine araba alana,
Araba kiralayandan, dijital hizmet sunanlara kadar,
herkes bu vergilerden payını alacak...

2) Sizlere vergilerin “Sağlı Sollu” geleceğini aylar öncesinden söylemiştim. Bu tahminlerimin, öngörülerimin çıkmamasını dilerdim. Şimdi bu Twit serisinde, her vergi maddesi ile ilgili kısaca görüşlerimi yazmak isterim.

3) Öncelikle, neden bu vergiler geliyor? Onu iyi anlamak lazım. Bu vergiler Bütçe açığı olduğu için geliyor. Yani yönetim, gelirinden çok daha fazlasını harcadığı için geliyor. Peki bu vergiler ekonomik sıkıntılara çözüm olur mu? Maalesef Hayır.

4) İlk vergi otelde konaklama vergisi. 5 yıldızlı otellerde ve Butik otellerde konaklayanlara kişi başı günlük 18 TL vergi geliyor. Yani 4 kişilik bir aile 1 hafta tatilde 504 TL vergi ödeyecek. Bu vergi yurtdışında da var ama orada gelirler fazla!

5) Bu verginin Butik otellere de gelmesi, butik otel işleten aileleri zor duruma sokacak. Rekor kırılan bir turizm sezonundan sonra hem turizmcileri, hem de kısıtlı parası ile tatil yapmak isteyenleri vurmuş oluyoruz.

6) Bir başka vergi Dijital hizmet veren şirketlere gelen %7,5 luk vergi. Bu pakette belki katıldığım tek vergi bu olabilir. Dünya devi şirketler hizmet verdikleri ülkelerde vergi vermeliler. Bu vergi başka ülkelerde de var. Ancak miktar bu seviyede değil. Miktar düşmeli.

7) Gelir vergisinin üst dilimi yıllık 500 bin TL Brüt kazançlılar için %35’den %40’a çıkıyor. Bu madde Türkiye’deki Beyaz yakaları vuruyor. Bunu zengine vergi geldi olarak okumak naiflik. Tam tersi Türkiye’deki üretken tek tük insanı iyice kaçırtacak türden bir vergi.

8) Peki kim bu insanlar? Verimlilik sağlayan üst düzey çalışanlar. Peki maaşları azalınca ne yapacaklar? Tüketimi kısacaklar. Böylece devlet bu insanlardan 3 kuruş fazla vergi alayım derken daha az tüketimden ötürü daha az KDV toplayacak, esnaf ise zorlanacak.

9) Gerçekten zengine vergi koymak mı istiyorsunuz? O zaman Şirketinden yılda 10 Milyon TL üzeri KAR PAYI çekene Stopaj vergisini artırırsınız olur biter.

10) Bir başka (dolaylı yoldan) vergi şirketine araba alana veya kiralayana geliyor. Artık arabanın belli bir ücretinin üstündeki rakamı gidere atılamayacak. Bu vergi sayesinde Şirketler LÜKS araba alırken iki kere düşünecek. Bu olayın güzel yönü.

11) Ama şirkete alınan arabaya yapılan masrafların gidere atılabilecek kısmına da kısıtlama getiriliyor deniyor. Üstteki maddeye katılıyor ama buna katılmıyorum. Çünkü böyle bir karar Otomobil sektörünü çok zora sokar. Otomobil sektörü parasını satıştan değil servisten kazanıyor

12) Bir başka vergi Lüks evi olanlara geliyor. 5 Milyon TL evi olana binde 3, 10 Milyon TL’lik evi olana her yıl evin %1’i kadar vergi geliyor. Yani bu kişi her yıl 100,000 TL fazladan vergi ödeyecek? Burada onlarca sorum var:

13) Bir kişiye ailesinden tek bir ev kaldı ama geliri çok düşük diyelim. Yıllık 100,000 TL’yi ödeyemezse ne yapacak? Bir kişinin tek bir evi var 10 milyon TL değerinde o her yıl 100,000 TL ödeyecek. Ama 4 tane 2.5 Milyonluk evi olan SIFIR ödeyecek? Bu nasıl bir adalet?

14) Bir kişinin evinin değeri 4,999,999 TL, SIFIR lira vergi ödeyecek, öbür kişinin evinin değeri 5,000,001 TL, o ise vergi ödeyecek? Nasıl yani? İnsanlar bu vergi durumda ömürlük birikimleri ile niye lüks ev alsınlar?

15) Bu ekstra vergilerin yoksul insanların üzerindeki yükü indirmesi planlanıyorsa Asgari ücretten kesilen verginin kesilmemesi lazım. Ama o yönde bir değişiklik yok. Çünkü bu vergiler yoksulun yükünü hafifletmek için değil, Bütçe açığına para bulmak için geliyor.

16) Türkiye’de en eksik olan taraflardan biri, üst düzey kalifiye beyaz yaka. Bu kişilerin vergisini arttırmak bu kişileri kaçırtmaz mı? Kaçırtmazsa bile tüketimlerini kısmaz mı? Bu kişiler tüketimi kısarsa alışveriş yaptıkları esnaf zora girmez mi?

17) Bu vergiler, Türkiye’nin 12 aylığı geçelim, 1 aylık bütçe açığını kapatacak bir parayı bile yaratamayacaksa, atılan taş kurbağayı bile ürkütmeyecekse, neden geliyor? Zararları, katkılarının çok daha ötesinde olacaksa niye geliyor?

18) Bir kişi 10 dakika konu üzerine kafa yorunca aklına yukarıdaki sorular geliyor. Bu kanunu düşünenler bu soruları düşünüp bir şey yapmamışlarsa kötü. Bu sorular akıllarına hiç gelmemişse daha kötü. Umarım eksiklikler düzeltilir.

CDS Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Yorumlanır?

Credit Default Swap kısa ismiyle CDS, sabit getirili bir menkul kıymete ait kredi riskini bir ve daha fazla tarafa transfer etmeye yarayan bir takas anlaşmasıdır.

CDS satın alan taraf ilgili sabit getirili menkul kıymetin vadesine kadar CDS’i satan tarafa ödeme yapar. CDS’i satan taraf ise ilgili sabit getirili menkul kıymeti ihraç edenin temerrüde düşmesi veya ödemelerin kısmen ya da hiç yapılmaması durumunda, sabit getirili menkul kıymeti satın alan tarafa ilgili sabit getirili menkul kıymet için ödenen miktar ve kupon faizleri kadar ödeme yapmayı taahhüt eder. Yani satın aldığınız bir tahvilin, kupon faizlerinin düzgün ödenmesi ve vadesinde de tahvilin ödenmesi için ödediğiniz bir tür sigorta primi gibi düşünülebilir.


CDS kredi riskini gösterir. Yüksek olması riskin yüksek olduğu anlamına gelir. Ülkelerin CDS değerleri ülkelerin risk değerlerini göstermektedir.

CDS Nasıl Yorumlanır

CDS’ler, yalnızca tahvil gibi yatırımları sigortalama işlemi amacıyla kullanılmazlar. Aynı zamanda ülke risklerini açıklayan bir gösterge olarak da işleve sahiptirler. Ama ülke risklerini açıklayan diğer ekonomik göstergeler ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Ülke riskleri genellikle siyasi partilerin ülke içerisinde izlediği çeşitli politikalara göre değişmektedir.

Ülkelerin kredi riskinin ölçümü ve özellikle uluslararası yatırımcıların ülkeye yönelik risk algısının değerlendirilmesinde CDS’ler bir gösterge olarak görev görürler. CDS primleri belirgin bir şekilde dikkate alınırken, yabancı yatırımcıların bir ülkeye hem doğrudan hem de portföy yatırımları yapması konusunda karar verirken büyük önem taşımaktadır.

Bir ülkede yaşanan ekonomik ve finansal göstergelerin bozulmasıyla ve politik bir istikrarsızlığın söz konusu olmasıyla CDS primlerinde yükseliş gözlenecektir. Risk primlerinin artmasıyla uluslararası yatırımcıların hem tahvil ve bono hem de hisse senedi piyasalarından çıkış eğilimi gösterdikleri bilinmektedir. Buna bağlı olarak da piyasalarda likidite problemleri artmaktadır.

CDS’ler; bir ülkenin ekonomik ve finansal performansını yansıtması, bu konulardaki şoklara karşı dayanıklılığının belirlenmesi ile dış borçlanmalarda karşılaşacağı kaynak maliyetlerini doğrudan etkilemektedir. Aynı zamanda ülkede ekonomik birimlerin kredi maliyetlerindeki gelişmeleri, açık bir şekilde yansıtmaktadır. Bu nedenle de reel ekonominin performansına ilişkin önemli bir gösterge olarak yorumlanmaktadır.

Ülkeler bazında hesaplanan CDS, her 100 baz puan için yüzde 1 oranında maliyete karşılık gelmektedir. Yani CDS primi yüksek ülkeler ve kurumlar, borçlanma ihtiyaçlarını karşılamak için daha yüksek maliyetlere katlanmak zorundadır. Bu nedenle CDS primi, ülkeler için önemli bir gösterge olma özelliğine sahiptir. Kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptığı derecelendirmelere, alternatif olabilecek bir gösterge olduğunu da söyleyebiliriz.

Her ülkenin CDS primleri, vadelere göre farklı değerler alabilmektedir. Diyelim ki; bir ülkede yapılacak seçimlere bağlı olarak politik bir risk oluşursa kısa vadeli CDS primlerinin, 5 yıllık olanlara göre daha fazla yükselmesi beklenir.

Bir raporunda IMF, ülkenin kredi riskinin, küresel finansal istikrar üzerinde, finansal ve makroekonomik riskler ile gelişmekte olan ülkelerin risklerinden ziyade çok daha büyük bir etkiye sahip olduğunu belirtmiştir. Ülke kredi riskinin finansal sisteme vereceği zararın büyüklüğü nedeniyle bir ülkenin kredi riskinin doğru ölçülmesi ve altta yatan sebeplerin doğru teşhis edilmesinin önemine değinmiştir.

Bir ülkenin CDS primi, diğer kurumlarınkini de etkilediği için finansman maliyetlerini etkiler. Bu nedenle CDS fiyatlamalarında altta yatan dinamiklerin doğru belirlenmesi finansal istikrar için büyük öneme sahiptir. Bir ülkde CDS marjlarındaki değişim; kurumlar ve hanehalkı gibi birimlerin ekonomik kredi marjlarındaki gelişmeleri açık bir şekilde yansıtmaktadır. Bu durum ise reel ekonominin performansına ilişkin önemli bir gösterge olarak kabul edilmesini sağlamaktadır.

Gelişmekte olan ülke borçları üzerine düzenlenen CDS kontratları, aktif bir şekilde işlem görmektedir. Kredi riskinin ölçülmesinde ülke CDS verilerinin kullanılmasının önemli bir avantajı da ülke kredi swap piyasasının ilgili ülkenin tahvil piyasasına göre çoğu zaman çok daha likit olmasıdır. Buna bağlı olarak ülke CDS’leri, kredi spreadleri konusunda daha doğru tahminler sağlayabilmektedir.


Ülkelerin güncel CDS değerlerini görmek için tıklayın

Döviz mevduatları son durum Ekim 2019

Döviz mevduatı (Kamu+Şirketler+Bireysel)

3.9      -214.3
26.9    -219.5
2.10    -220.75
17.10  -221.15  Cumhuriyet tarihi eski rekoru
18.10  -220.85
23.10  -220.79
24.10  -221.34  Cumhuriyet tarihi yeni rekoru
25.10  -220.95
28.10  -221.01

Milyar $

10 Şubat 2019 Pazar

Türkiye borcunun faizini ödememeli

Varlık Fonu’nun borçlanması için Çin ve ABD Bankalarına yetki vermesi ne anlama geliyor? Hükümetin borç sarmalını kırmak için bir planı var mı? Tanzim Satış mağazaları fiyatlara çözüm olur mu? Ekonomist yazar Prof. Dr. Mete Gündoğan’a gore Türkiye süratle finans ve reel ekonomiyi birbirinden ayıracak bir mekanizma kurmalı.

RSFM’de yayınlanan Fotoğrafın Tamamı programında Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan Gündoğan’a gore, altınla ödeme yapmak bile daha sağlıklı olabilir.
1958’de Türkiye’nin IMF ile başlayan macerasının 60 yıl sürdüğünü söyleyen Mete Gündoğan, halkın hafızasında bir IMF ruhu oluştuğunu söyledi. “Ama jenerik olarak IMF şablonunu kullanırsak, dört defadır yapılan hatayı tekrar etmiş olacağız. Bunlar, Duyun-u Umumiye, Menderes ve Özal dönemlerinin anlaşmaları ve borçlanmalar ve şimdi de 12 yılın içinde gelen sıcak paranın vadesinin gelmesi” diyen Mete Gündoğan Türkiye’nin aradığı paranın büyüklüğüne de dikkat çekti.
'125 MİLYAR DOLAR LAZIM'
“110-125 milyar dolarlık bir paketin peşindeyiz, bunu IMF sağlayabilir ama IMF’den kurtuluşumuz 80 yılı alır” diyen Mete Gündoğan, “biz haftada 2 milyar dolar bulup borcu çevirip öteliyoruz. Sayın Bakanın açıkladığı yeni ekonomik pakete gore, faiz ödemeleri GSMH’nın %15’ine kadar yükseliyor. Buradan büyük bir kredi paketi bulmadan çıkış gözükmüyor” diye ekledi.
'ANA PARAYI ÖDEYELİM, FAİZİ ÖDEMEYELİM'
Türkiye’nin mevcut borca dayalı para sisteminden kendisini çekmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mete Gündoğan şöyle devam etti: “Bu ne demektir. Yapısal değişiklik yapacak. Merkez Bankası, korkmadan, devletin kontrolünde, para üretimini bir Anayasal formülle, yeni bir system kurgulaması gerekir. Borçları da borç konferansı gibi bir sistemle ya da bakanlıkla yapılandırıp eritecek. Çok büyük bir borca girdik, öteledik öteledik artık geldiğimiz nokta ötelenecek gibi değil. Ben borçlarıma sadığım ama ne içeride ne içeride faiz ödemiyorum demesi gerek. Çünkü bu dinen de yasaktır. Savaş nedenidir neredeyse.”
'FİNANSAL SİSTEMLE EKONOMİK SİSTEMİ AYIRALIM'
“Siz ekonomi yürüsün diye, altın ve gümüş üzerinden uluslararası anlaşmaları yapabilirsiniz, ama devlet olarak bu sistemi kurgularken faize dayalı bir sistem üzerinden kurgulayamazsınız. Böyle yaparsanız, bütçenizin beşte biri faize gider. Finansal sistemi yeniden yapılandırmak demek, uluslararası mekanizmaların dışına çıkmak demek değildir. Finans sistemi çökünce ekonomi de çöktü sanıyoruz. Bu yanlıştır. Finans sistemi beklentiler sistemidir, ekonomi ise reel üretimdir”
'DEVLET ÖDEMELERİNİ ALTINLA YAPSIN'
Prof. Dr. Mete Gündoğan, devletin taahütlerini altın olarak ödemesini önerirken şöyle devam etti: “Ödemelerinizi altınla yapsanız, dolar alanlar altını almayacak mı? Herkes Kabul eder. Bütün anlaşmalarınızı altın olarak yaparsanız, doların üzerimizdeki baskısı ortadan kalkar. Bugün altını para birimi olarak üretmeye başlarsa, adını koyar gramı belli olur. Bütün çalışmalarda ödemeler bunun üzerinden rakamlaştırılır. Herşey değişir. İnsanların elinde altın var. Herkes onu darphaneye götürür ve paraya çevirir, ekonomiye girer. Yoksa altınını sertifikaya çevirmenin eski sisteme gore bir farkı yoktur. Altın, artı gümüş, artı kayıtlı paranın toplamını birarada tutan yeni bir birim öneriyorum” dedi.
'TANZİM MAĞAZALARI İŞE YARAMAZ'
Gündoğan, gıda zincirinin tohumdan başlayan bir çalışma olduğunu söylerken, onun bile dışarıdan geldiğini hatırlattı. “Tanzım satışla siz zincirin en son baklasını kontrol ediyorsunuz, bir sure sonra bir öncekini de ben kontrol edeyim dersiniz. Böyle diye diye tohuma kadar gider iş. Bu da devletin kontrolünde bir tarım ve planlama anlamına gelir. Bunu belli aşamada yaparsınız ama tam devlet kontrolü 50 yıl once de işlememiş verimsizlik yaratmış bir yapı olur” dedi.
Sputnik