Header ADS

Son Dakika

10 Şubat 2019 Pazar

Türkiye borcunun faizini ödememeli

Varlık Fonu’nun borçlanması için Çin ve ABD Bankalarına yetki vermesi ne anlama geliyor? Hükümetin borç sarmalını kırmak için bir planı var mı? Tanzim Satış mağazaları fiyatlara çözüm olur mu? Ekonomist yazar Prof. Dr. Mete Gündoğan’a gore Türkiye süratle finans ve reel ekonomiyi birbirinden ayıracak bir mekanizma kurmalı.

RSFM’de yayınlanan Fotoğrafın Tamamı programında Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan Gündoğan’a gore, altınla ödeme yapmak bile daha sağlıklı olabilir.
1958’de Türkiye’nin IMF ile başlayan macerasının 60 yıl sürdüğünü söyleyen Mete Gündoğan, halkın hafızasında bir IMF ruhu oluştuğunu söyledi. “Ama jenerik olarak IMF şablonunu kullanırsak, dört defadır yapılan hatayı tekrar etmiş olacağız. Bunlar, Duyun-u Umumiye, Menderes ve Özal dönemlerinin anlaşmaları ve borçlanmalar ve şimdi de 12 yılın içinde gelen sıcak paranın vadesinin gelmesi” diyen Mete Gündoğan Türkiye’nin aradığı paranın büyüklüğüne de dikkat çekti.
'125 MİLYAR DOLAR LAZIM'
“110-125 milyar dolarlık bir paketin peşindeyiz, bunu IMF sağlayabilir ama IMF’den kurtuluşumuz 80 yılı alır” diyen Mete Gündoğan, “biz haftada 2 milyar dolar bulup borcu çevirip öteliyoruz. Sayın Bakanın açıkladığı yeni ekonomik pakete gore, faiz ödemeleri GSMH’nın %15’ine kadar yükseliyor. Buradan büyük bir kredi paketi bulmadan çıkış gözükmüyor” diye ekledi.
'ANA PARAYI ÖDEYELİM, FAİZİ ÖDEMEYELİM'
Türkiye’nin mevcut borca dayalı para sisteminden kendisini çekmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mete Gündoğan şöyle devam etti: “Bu ne demektir. Yapısal değişiklik yapacak. Merkez Bankası, korkmadan, devletin kontrolünde, para üretimini bir Anayasal formülle, yeni bir system kurgulaması gerekir. Borçları da borç konferansı gibi bir sistemle ya da bakanlıkla yapılandırıp eritecek. Çok büyük bir borca girdik, öteledik öteledik artık geldiğimiz nokta ötelenecek gibi değil. Ben borçlarıma sadığım ama ne içeride ne içeride faiz ödemiyorum demesi gerek. Çünkü bu dinen de yasaktır. Savaş nedenidir neredeyse.”
'FİNANSAL SİSTEMLE EKONOMİK SİSTEMİ AYIRALIM'
“Siz ekonomi yürüsün diye, altın ve gümüş üzerinden uluslararası anlaşmaları yapabilirsiniz, ama devlet olarak bu sistemi kurgularken faize dayalı bir sistem üzerinden kurgulayamazsınız. Böyle yaparsanız, bütçenizin beşte biri faize gider. Finansal sistemi yeniden yapılandırmak demek, uluslararası mekanizmaların dışına çıkmak demek değildir. Finans sistemi çökünce ekonomi de çöktü sanıyoruz. Bu yanlıştır. Finans sistemi beklentiler sistemidir, ekonomi ise reel üretimdir”
'DEVLET ÖDEMELERİNİ ALTINLA YAPSIN'
Prof. Dr. Mete Gündoğan, devletin taahütlerini altın olarak ödemesini önerirken şöyle devam etti: “Ödemelerinizi altınla yapsanız, dolar alanlar altını almayacak mı? Herkes Kabul eder. Bütün anlaşmalarınızı altın olarak yaparsanız, doların üzerimizdeki baskısı ortadan kalkar. Bugün altını para birimi olarak üretmeye başlarsa, adını koyar gramı belli olur. Bütün çalışmalarda ödemeler bunun üzerinden rakamlaştırılır. Herşey değişir. İnsanların elinde altın var. Herkes onu darphaneye götürür ve paraya çevirir, ekonomiye girer. Yoksa altınını sertifikaya çevirmenin eski sisteme gore bir farkı yoktur. Altın, artı gümüş, artı kayıtlı paranın toplamını birarada tutan yeni bir birim öneriyorum” dedi.
'TANZİM MAĞAZALARI İŞE YARAMAZ'
Gündoğan, gıda zincirinin tohumdan başlayan bir çalışma olduğunu söylerken, onun bile dışarıdan geldiğini hatırlattı. “Tanzım satışla siz zincirin en son baklasını kontrol ediyorsunuz, bir sure sonra bir öncekini de ben kontrol edeyim dersiniz. Böyle diye diye tohuma kadar gider iş. Bu da devletin kontrolünde bir tarım ve planlama anlamına gelir. Bunu belli aşamada yaparsınız ama tam devlet kontrolü 50 yıl once de işlememiş verimsizlik yaratmış bir yapı olur” dedi.
Sputnik

8 Şubat 2019 Cuma

Yatırımcı krize hazırlanıyor: Döviz mevduatı rekorda, TL mevduat düşüyor

AKP iktidarı Türkiye’de ekonomik krizin atlatıldığını ve önümüzdeki aylarda normalleşmenin daha fazla hissedileceğini dile getirse de yatırımcı davranışları bu iddiaları desteklemiyor. Türkiye’de tasarruf ve yatırımın temelini oluşturan tasarruf mevduatındaki gelişmeler, vatandaşların normalleşmeden ziyade döviz ve faizde yeni bir kriz çıkacağı beklentisi içinde olduğunun habercisi. Rakamlar, tıpkı 2017’nin ikinci yarısında olduğu gibi, TL bazında mevduatlarda ivme kaybı yaşandığını, vatandaşların birikimlerini hızla döviz varlıklarına aktardığını anlatıyor.

Merkez Bankası verilerine göre 2019’da normalleşme bekleyenlerin aksine yatırımcılar yılbaşından bu yana, yani sadece 5 haftada bankalarda tuttukları döviz mevduatı tutarını 7 milyar dolar artırdı. Bu yüzde 3.63’lük bir büyümeye denk geliyor. Ve tabir yerindeyse son dönemlerde ‘yaprak kıpırdamayan’ Türk mali sistemi açısından son derece önemli bir trend başlangıcını işaret ediyor.

Banka bilançolarında bu denli yüksek bir döviz mevduat artışı daha önce 2017 yılının ikinci yarısında gerçekleşirken yatırımcı haklı çıkmış ve 2018 döviz fiyatlarında büyük çalkantılar ile yükselişin yaşandığı bir yıl olmuştu. Özellikle 2017’nin ikinci yarısında düşük fiyattan dövize geçen yatırımcılar geçen yıl önemli ölçüde kur geliri kazanma fırsatı buldu. Söz konusu trend Türkiye’de dolar fiyatının 7 TL’ye ulaştığı Ağustos 2018’de keskin şekilde terse döndü. Tasarruf sahipleri Mart-Ağustos 2018 arasında yaklaşık 24 milyar dolar döviz satışı (önemli bir kısmı yurtdışına götürüldü) yaptı ve döviz mevduatları 208’den, 186 milyar dolara kadar geriledi.

Ağustos 2018’de döviz hesaplarındaki hızlı çözülme ve Merkez Bankası’nın rekor faiz artışı TL için yeni bir umut ortaya çıkarttı. Ancak son veriler bu durumun kalıcı olmadığının göstergesi. Çünkü döviz mevduatında özellikle yılın son ayından itibaren başlayan hızlı artış eğilimi 2019’da yaşanan ani büyümeyle somutlaşırken, bankalarda tutulan döviz tutarında Ağustos ayına göre 15.5 milyar dolar, yani yüzde 8.5’lik önemli bir artış var. Bu değişim Mart-Ağustos 2018 arasında 24 milyar dolarlık portföy değişimi yaparak döviz satan yatırımcının söz konusu tutarın üçte ikisini yerine koyduğunu gösteriyor. Kuşkusuz bu kadar döviz alımı TL’ye duyulan güvenin azaldığının ve döviz kurlarında yeni bir hareketlenme beklentisinin arttığının göstergesi.

Bankalardaki mevduat yine dövize dönüyor

Merkez Bankası’nın açıkladığı bu veriler, Ağustos ayından bu yana rekor faizlere karşın yatırımcıların yine de TL’den uzak durduğunun bir göstergesi. 2018 Ağustos ayında 1 trilyon 64 milyar TL olan toplam TL mevduat tutarı, yüzde 30’lara çıkan mevduat faizlerinin görüldüğü Ekim ayında 1 trilyon 77 trilyon lirayı gördükten sonra durgunluğa girdi. TL mevduatlar sadece Ocak ayında yüzde 17 milyar TL azalırken, Şubat başında 1 trilyon 61 milyar TL’ye indi. Yani Ağustos sonundan itibaren döviz hesaplarında yüzde 8.5’lik büyüme yaşanırken TL mevduatında nominal bazda küçülme yaşandı.

Ortaya çıkan bu rakamlar Türk piyasalarında hızlı faiz artışıyla dizginlenen kur paniğinin tam olarak yatışmadığını ve dövizde yeni artış beklentisinin arttığının göstergesi. Buna karşın Hükümet pembe tablo çizmeyi sürdürüyor. Daha önceki kur artışlarını dış güçlerin oyununa bağlayan AKP iktidarı bu kez balon patlamadan önlem alarak bu gidişi durdurabilecek mi? Belirsiz! Ancak yatırımcı tercihlerine bakıldığında ‘Perşembenin geldiği yine Çarşambadan belli’ gibi gözüküyor.

Ahval news








7 Şubat 2019 Perşembe

İngiltere Merkez Bankası büyüme tahminlerini düşürdü

İngiliz Merkez Bankası, değişikliğe gitmediği politika faizini beklentilerle uyumlu şekilde yüzde 0,75 ve varlık alımını da 435 milyar sterlin seviyesinde bıraktı. Banka, İngiltere'nin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 1,7'den yüzde 1,2'ye, 2020 için de yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e düşürdü.

İngiliz Merkez Bankası (BoE), değişikliğe gitmediği politika faizini yüzde 0,75 ve varlık alımını 435 milyar sterlin seviyesinde bırakırken, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin büyüme tahminlerini düşürdü. BoE'den yapılan açıklamada, politika faizinin sabit tutularak beklentilerle uyumlu şekilde yüzde 0,75 seviyesinde, varlık alımının da değiştirilmeyerek 435 milyar sterlinde bırakıldığı bildirildi. Açıklamada, Para Politikası Kurulu tutanaklarında para politikası faizinin sabit tutulması kararının oy birliği ile verildiği kaydedildi.

BoE'nin, İngiltere'nin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 1,7'den yüzde 1,2'ye, 2020 için de yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e indirdiği belirtilen açıklamada, 2021 yılına ilişkin büyüme tahmininin ise yüzde 1,7’den yüzde 1,9’a yükseltildiği bildirildi.

Bireylerin döviz hesabı 1.83 milyar dolar büyüdü

Bireysel yatırımcıların döviz hesapları geçen hafta 1.83 milyar dolar büyüdü.

Yurt içi yerleşiklerin kıymetli maden dahil yabancı para mevduat ve fonları 1 Şubat ile biten haftada 2.26 milyar dolar artışla 168.25 milyar dolara yükseldi.

TCMB verilerine göre 1 Şubat ile biten haftada bireylerin yabancı para cinsinden mevduat ve fonları 1.83 milyar dolar artışla 101.9 milyar dolar olurken; kurumların ise 430 milyon dolar artışla 66.32 milyar dolara yükseldi.

Japon milyarder Yusaku Maezawa' dan yen'i ödül vaatleri bekleniyor

Geçen aylarda Japon milyarder Yusaku Maezawa'nın 10 milyon yen (925 bin dolar) ödül vadettiği Twitter mesajı paylaşım rekoru kırmıştı.

5 milyon kezden fazla 'retweet'lenen mesaj, tüm zamanların en çok paylaşılan Twitter mesajı oldu.

Daha önceki rekor, ABD'nin Nevada eyaletinden Carter Wilkinson'a aitti. Fast food zinciri Wendy's'den bir yıl boyunca bedava tavuk nugget yiyebilmek için Wikinson'ın 2017'de attığı tweet'i 3.6 milyon kez paylaşılmıştı.

100 kişi 925 bin doları paylaşacak
İnternet üzerinden kıyafet satışı yapan Zozotown'ın kurucusu Maezawa, 5 Ocak'taki Twitter mesajını paylaşacak kişiler arasında çekilişle belirlenecek 100 talihliye toplam 10 milyon Japon Yen'i (yaklaşık 925 bin dolar) vadetti.

Maezawa, Zozotown'ın Noel ve yılbaşı sezonunda 10 milyar Yen'lik ciroya ulaştığını duyurduğu mesajında "Para ödülünü kazanabilmeniz için tek yapmanız gereken beni takip edip, bu mesajı paylaşmak" dedi.

Bu mesajlarından sonra Yusaku Maezawa'nın bir sonraki etkinlik hakkında görüş aldığı biliniyor ama bir sonraki etkinlik ne zaman olur belirsizlik sürüyor.

Bankacılık sektörünün mevduatı azaldı

Bankacılık sektörünün toplam mevduatı, geçen hafta 12 milyar 452 milyon 254 bin lira azalarak 2 trilyon 101 milyar 76 milyon 43 bin liraya geriledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı.
Buna göre, bankacılık sektöründeki toplam mevduat (bankalararası dahil) 1 Şubat ile biten haftada 12 milyar 452 milyon 254 bin lira azalarak 2 trilyon 113 milyar 528 milyon 297 bin liradan 2 trilyon 101 milyar 76 milyon 43 bin liraya düştü.
Bu dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 1,52 azalışla 1 trilyon 19 milyar 31 milyon 436 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 0,01 artışla 976 milyar 557 milyon 169 bin lira oldu.
Bankalarda bulunan YP mevduatı ise geçen hafta 2 milyar 283 milyon dolar artarak 199 milyar 573 milyon dolara yükseldi. Bunun 183 milyar 211 milyon doları mevduat bankaları ve 16 milyar 362 milyon doları katılım bankaları bünyesinde bulunuyor.
Mevduat bankalarındaki YP mevduat tutarının 154 milyar 159 milyon dolarını yurt içinde yerleşik kişiler ve 4 milyar 640 milyon dolarını da yurt içinde yerleşik bankaların mevduatları oluşturdu. YP mevduatlarında, yurt dışında yerleşik kişilerin mevduatı 17 milyar 450 milyon dolar ve yurt dışında yerleşik bankaların mevduatı ise 6 milyar 962 milyon dolar oldu.
 - Taksitli ticari krediler arttı
Bir haftalık dönemde mevduat bankalarındaki tüketici kredileri yüzde 0,11 artışla 379 milyar 818 milyon 611 bin liraya çıktı. Taksitli ticari krediler ise yüzde 1,32 artışla 337 milyar 690 milyon 345 bin liraya yükseldi. Aynı dönemde kredi kartları bakiyesi yüzde 3,71 artışla 134 milyar 401 milyon 315 bin lira oldu. 
Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 173 milyar 257 milyon 674 bin lirası konut, 5 milyar 346 milyon 90 bin lirası taşıt ve 201 milyar 214 milyon 847 bin lirası diğer kredilerden oluştu.
Bankacılık sektörü toplam kredi hacmi ise (TCMB dahil) 1 Şubat ile biten haftada 1 milyar 529 milyon 260 bin lira azalarak 2 trilyon 281 milyar 185 milyon 94 bin liraya geriledi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 10,85 artış gösterdi.
HT

İş ve özel hayat arasında denge nasıl sağlanır?

İş hayatının yoğunluğu, plazaların sert dünyasında iş ve özel hayat dengesini kurmak büyük bir özveri gerektiriyor. Çünkü artık pek çok çalışan fiziksel olarak iş yerinde olmasa bile akıllı telefonlar aracılığıyla gününün büyük bir çoğunluğunu işine ayırıyor. Bu durum ise iş ve özel yaşam arasındaki dengenin çoğunlukla bozulmasına neden oluyor. Peki, bunun önüne  geçmek için bir takım değişiklikler yapılamaz mı?

Günümüzde, iş ve kişisel yaşam arasındaki önceliğin değişmesi pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Yapılan araştırmalar, iş ve özel yaşam dengesinin bozulmasının strese, mutsuzluğa, verimliliğin azalmasına ve hatta sağlık problemlerine neden olduğunu gösteriyor. Bu dengeyi sağlamak için ise uygulanması gereken metotlar bulunuyor.

İşte iş ve özel yaşam arasında denge kurmanın kısaca 5 püf noktası:

Önceliklerinizi belirleyin
Önceliklerinizin ne olması gerektiğini değil, ne olmasını istediğinizi belirlemek, iş ve özel yaşam dengesini kurmanız açısından önem taşıyor. Bu nedenle günlük iş planı oluşturun, planınızı takviminize girin ve bu plana sadık kalmaya çalışın.

Neyin acil olduğunu tespit edin 
İş ve özel hayatınızdaki “acil” kavramını tanımlamanız ve buna göre hareket etmeniz işinizle özel hayatınız arasında denge kurmanıza yardımcı olur. İşteyken özel hayatınızla ilgili olarak yapmanız gereken şey çok önemli ya da acil değilse bunu işinize taşımayın. Aynı şekilde mesainiz bittikten sonra ailenizle vakit geçirirken ya da keyif aldığınız bir aktivite yaparken işinizle ilgili çok acil ve de önemli olmayan şeylerin üstünde durmayın.

Her neredeyseniz orada olun
Birden çok şeyle uğraşmak, planlamak ya da düşünmek kafa karışıklığına neden olur. İşteyseniz işinizle ilgili görevlerinizle ve yapmanız gerekenlerle meşgul olun. Evdeyseniz de işle ilgili şeyleri evinize taşımayın. İşi evinize, evi işinize taşımanız hem veriminizin düşmesine hem yorgunluğa hem de mutsuz olmanıza neden olur.

Gerektiğinde hayır diyebilmelisiniz
Hayatınızın ve zamanınızın kontrolünü elinizde tutmanız için gerek kendinize gerekse çevrenize karşı hayır demekten çekinmeyin. Suçluluk duygusuyla sizden her istenen şeye evet demek yerine, günlük veya haftalık planınıza cevap verin. Elbette yöneticinizin tutumunun önemini biliyoruz ama siz yine de bu konunun önemli olduğunu unutmayın.

Pratik çözümlere odaklanın
Sizi gereğinden çok oyalayacak olan konuları eleyerek vaktinizi daha verimli kullanmaya gayret edin. Yapılması gereken küçük şeyler için pratik çözümler bulun. Örneğin market alışverişi yapmanız gerekiyorsa teknolojiden faydalanın ve online siparişte bulunarak vaktinizi daha efektif kullanın.

Kariyer.

6 Şubat 2019 Çarşamba

Merkez Bankası faizi 300-400 baz puan indirebilir

Genel görüş TCMB faiz indirirse döviz yükselir yönünde

Haberin içeriği Bloomberg HT'deki Akıllı Para prıogramına konuk olan Michael Ingram Fed güvercin olmaya devam ederse piyasalardaki rallinin birkaç ay daha devam edeceğini söyledi.  

Ingram küresel ekonomide yavaşlama olduğunu ancak bir panik havası olmadığını ifade etti. 

Artan risk iştahıyla TL'nin değer kazandığını ve gelişen piyasa para birimlerinin ucuz göründüğünü belirten Ingram "Türkiye'de para politikası sıkı, %24 faiz oranı var. Enflasyonun düştüğünü de göreceğiz" şeklinde konuştu. Ingram Merkez Bankası'nın bu sene faizleri 300-400 baz puan indirebileceğini öngördü.  

Ingram sözlerini şöyle sürdürdü, "Fed'in bu sene faiz artırmayacağına tamamen ikna olmuş değilim, Haziran ayında ya da yılın 2. yarısında faiz artırımı görülebilir. Bu nedenle yatırımcıların güvenli liman arayışı içinde altın daha ilgi çekici olabilir" yorumunu yaptı. 

Borsaya yatırım zamanı mı? 📈 📉

Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, güne yüzde 0,44 değer kazancıyla 102.899,19 puandan başladı. Uzmanlar, ABD'de dün akşam Temsilciler Meclisi'nde ulusa seslenen Başkan Donald Trump’ın, Meksika sınırına duvar örülmesi kararından vazgeçmediğini söylemesinin, hükümetin tekrar kapanabileceği yorumlarına neden olduğunu kaydetti. Trump'ın bu açıklamasına karşın küresel piyasalardaki risk iştahının devam ettiğini bildiren analistler, konuya ilişkin haber akışının yatırımcıların gündeminde olmaya devam edeceğini söyledi. Peki Türkiye'de borsaya yatırım için uygun zaman mı? Geri Sayım'da bugün Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan, Berfu Güven'in piyasalarda son duruma ilişkin sorularını yanıtladı.

NTV Video